2018 > Mart yazıları

Melih Cevdet Anday'dan Şiirler...
  • 31.3.2018 11:30:21
  • 0 Yorum
  • 1045

Şairimiz yıllar boyunca türk edebiyatında bir çok şiiryle katkılarda bulunmuş ve yazılar  yazmıştır bu yönüyle kaleme almış olduğu eserlerinde tamamiyle duyguları hakimdir.

1. Anı


Bir çift güvercin havalansa
Yanık yanık koksa karanfil
Değil bu anılacak şey değil
Apansız geliyor aklıma
Neredeyse gün doğacaktı
Herkes gibi kalkacaktınız
Belki daha uykunuz da vardı
Geceniz geliyor aklıma
Sevdiğim çiçek adları gibi
Sevdiğim sokak adları gibi
Bütün sevdiklerimin adları gibi
Adınız geliyor aklıma
Rahat döşeklerin utanması bundan
Öpüşürken bu dalgınlık bundan
Tel örgünün deliğinde buluşan
Parmaklarınız geliyor aklıma
Nice aşklar arkadaşlıklar gördüm
Kahramanlıklar okudum tarihte
Çağımıza yakışan vakur, sade
Davranışınız geliyor aklıma
Bir çift güvercin havalansa
Yanık yanık koksa karanfil
Değil unutulur şey değil
Çaresiz geliyor aklıma.

2. Ağulu Mantar


Yağmur bir adım ötemizde
Kabarmış ağulu mantar

Sessizliktir ateşin yanındaki kütük
Suyun ışık değmiş kabuğu

Sen tane tanesin sevgilim
Denizim ben batık aşklarla dolu

3. Telgrafhane


Uyumayacaksın
Memleketinin hali
Seni seslerle uyandıracak
Oturup yazacaksın
Çünkü sen artık o sen değilsin
Sen şimdi ıssız bir telgrafhane gibisin
Durmadan sesler alacak
Sesler vereceksin
Uyuyamayacaksın
Düzelmeden memleketin hali
Düzelmeden dünyanın hali
Gözüne uyku giremez ki…
Uyumayacaksın
Bir sis çanı gibi gecenin içinde
Ta gün ışıyıncaya kadar
Vakur metin sade
Çalacaksın.

Bu çalışmadayazarın en güzel şiirlerinde hayat bulmanız dileğiyle...
Sinem Özdemir

Devamını gör
Şehirlerimizi Anlatan Şiirler...
  • 30.3.2018 17:21:34
  • 0 Yorum
  • 1114


Memleket özlemi çekenler kimi zaman şehirlere özlem duyabiliyorlar özlemlerimizi dile getirirken elimize bir kaelm alıp hasretimizi,aşkımızı bazende ailemizi kaleme aldık.Sanatla uğraşırken şiirlere dayandırmakta bunda mümkün hale gelebiliyor.

1. Büyük Şehirleri Takdim Ederim, Bedri Rahmi Eyüboğlu
sana büyük şehirlerden bahsedeceğim;
en büyük camiler orda kurulur
en küçük mezarlar orda kazılır
en kara yazılar orda dizilir
yüksek minarelerde sela verilir
civar hanelerde zina edilir
büyük şehirlerde yalan söylenir tosunum
halbuki küçük köylerin
mezarlığı bile yoktur

büyük şehirlere bağlanma mehmedim
öyle bir şehre yerleş ki
küçük fakat bizim olsun
sokaklarında tanımadığın yüz
ensesine şamar atamayacağın kimse dolaşmasın
her ağacına elin
her karış toprağına terin değsin
ve kuytu evlerden birinde
senden habersiz ölenler olmasın


2. Şehir, Cahit Sıtkı Tarancı
Ve şehir sabah akşam bu gürültüdür,
Baksan minareler, kubbeler görünür,
Minyatür bir gök ve serseri bulutlar;
Bacalar tütmekte yakından, uzaktan,
Kuşlar saçaklarda mahzun kanat çırpar,
Usanmış durur damlar göğe bakmaktan.


3. Edirnekapı Üstüne Şiir, Turgut Uyar
İstanbul dediler mi benim aklıma,
Vaiz sokağı gelir hemen.
Edirnekapı gelir, evimiz gelir
Köşebaşında duran bir güzel kız gelir.
Biletçi zili çeker, tramvay durur
Bir manav, bir meyhane, iki akasya
Kumrular geçer kilisenin çan kulesinden
Beyaz bulutlar geçer…
Şehirlerini memleketlerini kaleme 

Sizde bu şiirleri okurken hem şehirlerinizi en iyi hallerinden ilham alarak duygularınızı pekiştirin...

Sinem Özdemir

Devamını gör
Kırgınlığa Dair Sözler...
  • 30.3.2018 17:18:03
  • 0 Yorum
  • 1063

Hepimiz hayatımızın bir evresinde kırıldık ve hayata küstük bu yüzden bazen şiir yapmak geldi içimizden şarkılar söylemek istedik ve bunu bazen sanata döktük.Öyle zamanlar oldu ki kendimize üzülmemek kırılmamak için farklı bir yol izledik...

1. Eskisi Kadar Özlemiyorum Seni, Özdemir Asaf


Eskisi kadar özlemiyorum seni,
Ve ağlamıyorum olduk olmadık zamanlarda..
Adının geçtiği cümlelerde, gözlerim dolmuyor..
Yokluğunun takvimini tutmuyorum artık.
Biraz yorgunum..
Biraz kırgın..
Biraz da kirletti sensizlik beni!
Nasıl iyi olunur henüz öğrenemedim ama
“İyiyimler” yamaladım dilime.

2. Bir Eflatun Ölüm, Behçet Aysan

kırgınım, saçılmış
bir nar gibiyim

sessiz akan bir ırmağım
geceden
git dersen giderim
kal dersen kalırım

git
dersen
kuşlar da dönmez, güz kuşları
yanıma kiraz hevenkleri alırım

ve seninle yaşadığım
o iyi günleri,
kötü
günleri bırakırım.


3. Mona Rosa, Sezai Karakoç

Kırgın kırgın bakma yüzüme Rosa;
Henüz dinlemedin benden türküler.
Benim aşkım uymaz öyle her saza,
En güzel şarkıyı bir kurşun söyler…
Kırgın kırgın bakma yüzüme Rosa.
Artık inan bana muhacir kızı,
Dinle ve kabul et itirafımı.
Bir soğuk, bir garip, bir mavi sızı
Alev alev sardı her tarafımı,
Artık inan bana muhacir kızı.

Bu şiirleriniz okurken sanatın sizi kendinizden geçirebilmesini istiyoruz iyi okumalar...
Sinem Özdemir

Devamını gör
Şairlerimizden İlkbahar Esintisi Şiirleri
  • 29.3.2018 18:12:53
  • 0 Yorum
  • 1142


İlkbahar gibi içinizi ısıtacak şiirleriden sizlere derlemeler yaptık sizinde okurken baharı kalbinizin derinliklerinde hissedebilmenizi umuyoruz.Şiirlerimizi okurken yaşamış olduğunuz mevsimlerin tadını çıkarabilmenizi isterim.Rengerenk yansımalar ruhunuza işlesin...


1. Ataol Behramoğlu, İlkbahar


Yüzümü bulutlara kaldırıp
Dua eder gibi mırıldanıyorum
Kuşlarla, otlarla yıkanıyorum
Rüzgarla, ilkbaharla

Güneş gözkapaklarımı ısıtıyor
Ah! Güvenilmez ilkbahar güneşi
Rüyada mıyım, gerçek mi bu
Hem var gibiyim, hem yok gibi

Bir güney kentinde, bir kıyı kahvesinde
Başakların sonsuz salınışı
Burada, kendimle başbaşa
Ömrümü böylece tamamlayabilirim

Bir kuşu dilinden hiç öpmedim
Belki bir gün öpebilirim
Belki bir gün rüzgar olurum ben de
Eserim başakların üzerinden
Kalbim bir yaz gününe karışsın isterim
Bir kuş cıvıltısında doğmak için yeniden

2. Cahit Sıtkı Tarancı, Bahar Sarhoşluğu

İlk sevgilinin gülüşüne benzer
Bir Nisan havası değil mi esen?
Zincirlere, kelepçelere inat,
Kanatlarımı açmak zamanıdır;
Allah’a ısmarladık kaldırımlar.

3. Ziya Osman Saba, Baharı Beklerken Yazılmış Şiir


O günü görmek için sade bekleyeceğiz,
Göreceğiz bir sabah yeşil tomurcukları.
Hazırlanıyor gibi, gökyüzü, ufuk, deniz,
Bir sabah dökülecek baharların baharı.

Bu bahar yalnız mesut günler taşımaktadır,
Baş başa kalacağız kenarında bir suyun,
Göz alabildiğine yeşil uzanan çayır,
Bir saadet içinde sessiz otlayan koyun.

Bu bahar güleceğiz en içten bir sevinçle,
Bir melek ordan bize uzatacak elini.
Beni bırakma kalbim, kalbim sen bana söyle.
Ümitlerin en güzelini!..

Sinem Özdemir

Devamını gör
Anadolu Öykülerinden Seçme Alıntılar!
  • 29.3.2018 18:10:04
  • 0 Yorum
  • 1042

1. Ahmet Hamdi Tanpınar (1901 – 1962) – Erzurumlu Tahsin (Abdullah Efendi’nin Rüyaları, 1943)

 Erzurum’da yaşadığında başından geçmiş olan depremin izlerini  yazdığı büyük felaketler karşısında dünya nimetlerinden vazgeçip bir meczup haline gelen Tahsin Efendi’yi anlatır.Onun ayrıca mücadeleler karşısında nasıl ayakta durduğundan bahseder.

“Ertesi gece şehrin her meydanı acayip bir panayıra dönmüştü. Çadırlar, tahtadan ve gaz sandıklarından yapılmış kulübeler, dört direk arasına ve üstüne gerilmiş kilim ve seccadeden yapılma acayip meskenler, hatta sadece önleri örtülü arabalar… Ve bunların arasında alçak sesle konuşan ihtiyarlar, kadınlar, ağlayan küçük çocuklar, gidip gelen siyahlı beyazlı hayaletler. Bu hakiki bir göç manzarası idi.”


2. Sabahattin Ali (1907 – 1948) – Arap Hayri (Kağnı, 1936)
 Toplumda yaşamış olan farklı karakterdeki insanların bir biriyle çatışmalarından bahseder.

“Gerçi, bozkırları altmış kilometre ile geçen trenin ara sıra durduğu tenha istasyonlardan veya tenezzüh otomobillerinin yarım saat için mola verdiği ağaçlı hükümet meydanlarından bu dünyayı görebilmek kolay, hatta mümkün değildir, fakat yirmi beş kişi yolcu taşıyan bir Şevrole kamyonla buralara gelip üç dört gece kıraathanenin üstündeki otel kılıklı yerde yahut avlusu çamur ve benzin kokan handa kalanlar, eğer gözleri kör değilse, hayatın akışına sessizce uyup giden, başlı başına bir dünya görürler. Fakat bu da görmek değildir. Oralarda uzun zaman oturmak, akışa kapılarak yaşamak lazımdır. Birkaç büyük şehrimizi dolduran ve dünyayı oradan ibaret sananlar bu kasabalara geldikleri zaman, ne kadar ayrı bir alemin insanları olduklarını anlarlar. Kendileri için ehemmiyetli olan bir takım şeylerin buralarda adının bile anılmadığının, senelerin burada ancak birkaç resmi binada ve kahvenin mermer masasının üzerinde çay lekeleriyle yatan bir iki gazetede yürüdüğünü, yaylı arabanın yerini tutan otomobilin, küçük bir daire üzerinde dönen hayatta bir değişiklik yapmadığını fark edince şaşırır ve kaçmak isterler.”

3. Kenan Hulusi Koray (1906 – 1943) – Tarlaya Çevrilen Su (Bahar Hikayeleri, 1939)

Ahlamış Köyü’nün çiftçilik ile uğraşan halkının çekmiş olduğu su sıkıntılarını muhtarın yapmış olduğu çözümlerin yetmemesi üzerine  yeni açılan bakır madenine giden suyu ektikleri yerlerde nasıl kullandıklarını anlatıyor. Bu köy özellikle iç anadolu tarafında bulunan köyler ile benzer özelliklere sahiptir.

Ahlamışlar Köyü kasabadan Delideğirmen yoluna sapınca, yaya giderseniz bütün bir gün, eşek sırtında şöyle böyle üç saat tutar. Değirmeni kıvrılıp Delisuyu yan tarafınıza alır almaz kendinizi birdenbire kel tepeler, dımdızlak tarlalar arasında bulursunuz. Ne bir yonca, ne katır tırnaklarına tesadüfen vazgeçiniz, öğle vakitlerine rast gelirseniz vay halinize! Yollarda insan değil it bile geçmez, bulut gölgesi düşmez, kuş uçmaz.”

Sinem Özdemir

Devamını gör
Behçet Necatigil’in Unutulmaz Şiirlerinden Derlemeler...
  • 28.3.2018 15:05:04
  • 0 Yorum
  • 1038

Herşeyi sorgulayan,yeniliklere açık,farklı akımlara ayak uydurmayı becerebilen yapısıyla türk Edebiyatı’nın önde gelen şairlerinden Behçet Necatigil (1916 – 1979) kendiniz adeta şiire adamış ve türde vermiş olduğu birden çok değerli eseriyle kalplerimizde yer edinebilmeyi başarmıştır.Bizde sizlere seçmece bir çok şiirini derledik hep birlikte okumaya başlayalım...


1. Gece ve Yas


Bir yağmur ince ince
Çarpıyor şimdi cama
Hasret kaldım sevince
Korku yüzümde yama.
Dalarken gözümde yaş
Ben böyle sonsuz gama
Artıyor yavaş yavaş
Damlardaki ağlama.

2. Nilüfer
Kışken ilkyaz, sularımda açardı;
Buzlu dağlar gerisine kaçıracak ne vardı?
Eski defterlerde sararırmış yaprak.
Beni bana gösterecek anlamdı, almışlar.

Bir ışıktı yanardı gecelerde;
Akşam, çiçekler uykuya yattı,
Sardı karşı kıyıları karanlık
Beni bana gösterecek lambamdı, almışlar.

3. Şayet Aşk
Düşmüşse gönlüne
Suyunu esirgeme,
Aşkın hakkını yeme
Pişman olursun ömrünce.
Sana gölge verecek dallar
Fışkırır ancak gençlikten,
Büyüt bu fidanı ey genç
Hazır yeşermişken!
Ne demek istediğimi
Ömrünün ortalarında
Ansızın anlarsın
Alkol kana yayılınca

Sinem Özdemir

Devamını gör
Ünlü Şairlerimizin Babalarına İthaf Etmiş Oldukları Şiirler...
  • 28.3.2018 15:02:58
  • 0 Yorum
  • 1004

Babalarımız bizim ailemizin kurucusu oldukları gibi aynı zamanda evimizin reisi de sayılırlar.Bu yüzden babaların bizdeki yeri ve önemi bir hayli büyüktür.Onlar topulumu ayakta tuttan bireylerdir adeta.Bizim de türk edebiyatındaki yazarlarımız tarafından babalara ithafen kaleme aldıkları birden çok şiirleri vardır bütk bir keyifle okumanız dileğiyle...

1. Ben Hayatta En Çok Babamı Sevdim – Can Yücel
“Hayatta ben en çok babamı sevdim.
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpı bacaklarıyla ha düştü, ha düşecek…
Nasıl koşarsa ardından bir devin,
O çapkın babamı ben öyle sevdim.”

2. Baba – Nazım Hikmet

“Baba!
her yılbaşında
sana söyleyecek
bir tek
sözüm var:
‘Seni ne kadar çok seversem
o kadar
çok olsun ömründen geçen yıllar…’

Baba!
Babam, ağabeyim, kardeşim, arkadaşım!
Ne zulüm, ne ölüm, ne korku
başımı eğemez!
Yalnız senin elini öpmek için
eğilir başım.”

3. Sizin Hiç Babanız Öldü Mü? – Cemal Süreya

“Sizin hiç babanız öldü mü?
Benim bir kere öldü, kör oldum.
Yıkadılar, aldılar, götürdüler.
Babamdan ummazdım bunu kör oldum.”

Sinem Özdemir

Devamını gör
Gözyaşı Gibi Kalbimize Akıtmış Olduğumuz Şiirlerden Seçmeler...
  • 27.3.2018 17:47:59
  • 0 Yorum
  • 992

Kalbimiden süzülür bazen yaşlar insanın kalbi içi ağlıyor derler ya hani aynı o hesap işte kalbimize dokunmuştur şiirler onları anlatarak ve yaşayarak kaleme alarak hayat bulmaya çalışırz bugün sizlere okurken duygulanacağınız şiirlerden seçmeler yaptık...

Ağlamak Meselesi, Nazım Hikmet
Nasıl etmeli de ağlayabilmeli
Farkına bile varmadan?
Nasıl etmeli de ağlayabilmeli
Ayıpsız,
Aşikâre,
Yağmur misali?

Neylersin alışkanlık
İçin kan ağlarken yüzün güler
Dikilitaş gibi dinelirsin yine.
Yavrum, erişmek ne müşkülmüş meğer,
Anneler gibi ağlamanın yiğitliğine?

 

Bitmemiş Şiirler VIII, Turgut Uyar

Şimdi akşam olur, sular buruşur
Bir yastığa baş koyarım güvertede.
Hangi dilden olursa, bir şarkı isterim
İçimde kırık dökük besteler dolaşır.
Kalbim avucumdadır artık,
Bir sahilden sesler gelir, kaybolur
Uzun uzun nefes alır sular
Uzun uzun ağlamak isterim

Bitmemiş Şiirler V, Turgut Uyar

Bir toz kalkmış yollardan, yoncalardan,
Göğsünden, saçlarından bir güzel kadın kokusu.
Bir şişe yıllanmış şarabın başında,
Bana ömrünce sürecek bir sevdayı
Mahmur bir gülüşünle vermişin.
Bileklerinden, parmak uçlarından
İnceden terli avuçlarından,
Doya doya
Öpmüşüm,
Ağlamışım…

Sinem Özdemir

Devamını gör
Koca Yürekli Adam Aşık Veysel'in Şiirlerinden Derlemeler...
  • 27.3.2018 17:46:00
  • 0 Yorum
  • 1020

Yıllaraca hem sazını hemde kendisini yakından tanımış olduğumuz ve ayrıca edebiyatımızda büyük bir yere sahip olan şairimizin sazını ve kendisini  yıllaraca sevgi ve saygıyla andık.Adeta sanatının tamamen göreden kalbiyle yaşayan unutulmaz bir adam...

Saklarım Gözünde Güzelliğini
Saklarım gözümde güzelliğini
Her neye bakarsam sen varsın orda
Kalbimde gizlerim muhabbetini
Koymam yabancıyı sen varsın orda

Aşkımın temeli sen bir alemsin
Sevgi muhabbetsin dilde kelamsın
Merhabasın dosttan gelen selamsın
Duyarak alırım sen varsın orda

Çeşitli çiçekler yeşil yapraklar
Renklerin içinde nakşını saklar
Karanlık geceler aydın şafaklar
Uyanır cümle alem sen varsın orda

Mevcudatta olan kudreti kuvvet
Senden hasıl oldu sen verdin hayat
Yoktur senden başka ilanihayet
İnanıp kanmışım sen varsın orda

Hu çeker iniler çalınan sazlar
Kükremiş dalgalar coşar denizler
Güneş doğar perdelenir yıldızlar
Saçar kıvılcımlar sen varsın orda

Veysel’i söyleten sen oldun mutlak
Gezer daldan dala yorulur ahmak
Sen ağaç misali biz dalda yaprak
Meyva çekirdeksin sen varsın orda


Sen Bir Çiçek Olsan Ben Bir Yaz Olsam

Her sabah her sabah suya giderken
Yar yolunda toprak olsam toz olsam
Bakıp dört köşeyi seyran ederken
Kara kaş altında ela göz olsam

Uğrunu uğrunu giderken yola
Nice dilsizleri getirir dile
Gövel ördek gibi inerken göle
Ya bir şahin olsam ya bir baz olsam

Veysel ördek olsun sen de göl yarim
Yeter artık kerem eyle gel yarim
Lale sümbül mor menekşe gül yarim
Sen bir çiçek olsan ben bir yaz olsam

Uyandım Kuşların İnce Sesine


Uyandım kuşların ince sesine
Seherle birlikte iniler durur
Ses verdim sesine bilircesine
Aşıkın derdini yeniler durur.

Baharda çağlayan bulanık sular
Durmadan kendini taşlara çalar
Eşinden ayrılmış bir geyik meler
Dağlar sadâ verir iniler durur

Veysel de yaralı geyik gibidir
Kapalı dertlere höyük gibidir
Ne sarhoştur ne de ayık gibidir
Sinesi kös gümüler durur.

Sinem Özdemir

Devamını gör
Cahit Külebi’nin Unutulmayan Birkaç Şiiri...
  • 26.3.2018 17:03:49
  • 0 Yorum
  • 993

Tür edebiyatımızdaki yeri tartışılmaz bir gerçektir onlarca eserini bırakmış ve bizim için bir hayli büyük bir yere sahiptir.Cahit Külebi, 1917’de Tokat’ta doğmuştur. Külebi’nin asıl adı Mahmut Cahit’tir.Türk edebiyatına bıraktığı şiirlerinde farlkı konulara değinebilmeyi de başarabilmiştir.Özellikle yazdığı şiirlerde pek çok akımın da dışana çıkabilmiştir.Bugün büyük bir zevkle okumanızı tavsiye ederim...

1. Evvel Zaman
Asardın okulu her sabah
Sen de aşıktın bir zamanlar,
Geceleri sokak sokak gezerdin
Ellerin ceplerinde yıldızları sayarak.

2. Kış Yorumu
Bütün trenleri kaçırdın,
Acıklı bir roman gibisin şimdi.
İşte milyon insanda milyon yürek
Senin için çarpar mı biri?

Karanlık kış günü akşam üstü
Dost diye sokaklarda kendini ara,
Sevdalı kimsesiz sarhoşlar gibi
Sarıl gizlice ağaçlara

3. İzin
İzin alır gelirsem,
Güleceksin sevincinden
Sabahları erken kalkacağız
Sobamızı yakacağız,
Saçların güzel olacak tütünümün renginden
Ellerin çay kokacak
Gün doğacak sesinden.

4. Dost
Bir gece habersiz bize gel
Merdivenler gıcırdamasın
Öyle yorgunum ki hiç sorma
Sen halimden anlarsın
Sabahlara kadar oturup konuşalım
Kimse duymasın
Mavi bir gökyüzümüz olsun kanatlarımız
Dokunarak uçalım.

İnsanlardan buz gibi soğudum,
İşte yalnız sen varsın
Öyle halsizim ki hiç sorma
Anlarsın.

Türk edebiyatına katmış olduğu onca güzel değerden ötürü kendisine çok teşekkür ediyor sizlere şiirli günler diliyoruz...

Sinem Özdemir

Devamını gör
Cahit Zarifoğlu Şiirlerinden Alıntı Yapılan Parçalardan Kesitler...
  • 26.3.2018 17:01:55
  • 0 Yorum
  • 995


Bu sanatçımız hayatlarının her alanında sergilediği profilller ile şiirlerini en değerli ılabilmeyi amaçlamıştır o yüzdendir ki türk edebiyatındaki yeri bir hayli büyük öneme sahiptir.Bizde sizlere sevilen şairimizin hayatlarından kesitler sunmak istedik.Bu yüzden yazılmış tüm şiirlerinden kesitler ve sözler eklemeye karar verdik umarız sizde beğenerek okursunuz.


Anılar Defterinde Gül Yaprağı
Anılar defterinde gül yaprağı 
Gibi unutuldum kurudum 
Başıma düştü sevda ağı 
Bir başıma tenhalarda kahroldum 
Sen kim bilir rüzgârlı eteklerinle 
Kim bilir hangi iklimdesin, ben 
Sensiz bu sessizlikle 
Deliler gibiyim sensiz 
Bu sessizlikle

Ayrılıkla başım belada 
Gözlerini çevir gözlerime 
Yoksa sensiz bu sessizlikle 
Deliler gibiyim 
Sensiz bu sensizlikle

Uyarılan Şair


Yazdıkların şiir değilse kalsın 
Cennetse sevdan çık dışarı 
Solgun ışıklar 
Sessiz ağaçlar parklarla 
O cümbüş gecesini de tak peşine 
Yazdığın şiir değilse bırak bunları kalsın…

 

Sultan


Seçkin 
Bir kimse değilim 
İsmimin baş harfleri acz tutuyor 
Bağışlamanı dilerim
Sana zorsa bırak yanayım 
Kolaysa esirgeme 
Hayat bir boş rüyaymış 
Geçen ibadetler özürlü 
Eski günahlar dipdiri 
Seçkin bir kimse değilim 
İsmimin baş harflerinde kimliğim 
Bağışlanmamı dilerim 
Sana zorsa yanmaya razıyım 
Kolaysa affı esirgeme 
Hayat boş geçti 
Geri kalan korkulu 
Her adımım dolu olsa 
İşe yaramaz katında 
Biliyorum 
Bağışlanmamı diliyorum

Acılarıma Kardeş Olur Musun?
Kardeşim dedim
Acılarıma da kardeş olur musun?

Efendim
Yoksa uyardılar mı seni sevdamızdan
Yaşamak’ bir perde gibi kalkıyor aramızdan
Zamansız mekansız bir tünel başındayız şimdi
O mavi gözleri görmüş olmalıyım
Bir ikindi vakti kaskatı ellerimin altında
Uçuşlu saçlar bukleler
Üstünde uyuyan eller
Sevgim uzanıyor
Soluk soluğa uyandırıyor menekşeleri
Görüyorum kıpırdanışlarını
Uykunda gül açan yanaklarını

 

Şiirlerlerle kalın...

Sinem Özdemir

Devamını gör
Dünya Edebiyatında Hasret Tadı Veren Mektup-Romanlar...
  • 24.3.2018 11:44:01
  • 0 Yorum
  • 963

Kimimiz gurbetteki çocukarımıza kimizi aşkımıza kimimiz annemize babamıza ailemize sevgimizi ifade edebildiğimiz mektuplar gönderdik ve bunlar bir bütün olarak bizim tüm hissetiklerimizi kağıda dökebilmemizi sağladı...Umutlarımızı yansıtan roma tadında mektuplar yazanlar tüm dünya'da yerlerini koruyabildiler bizlerde bugün sizlere tüm dünyada tanımış yazarlarımızdan mektup romanlarından kısa alıntılar yaptık iyi okumalar diliyorum sizlere...

 

1. Montesquieu (1689 – 1755) – İran Mektupları, 1721

"Bu hususa dair, son derece zarif ve keskin zekalı bir filozof, geçen gün bana şöyle diyordu: “Tabiat asla böyle bir kanun koymamıştır. Kadınların üzerinde malik olduğumuz hakimiyet hakiki bir gaddarlık, düpedüz bir zulüm ve istibdattan başka bir şey olamaz. Onlar sadece bize göre, çok daha nazik ve yumuşak olduklan için, bu hakimiyetin altına girmiş bulunuyorlar. Binaenaleyh, onlar haiz oldukları bu naziklik ve yumuşaklık üstünlükleri dolayısıyla, bize göre çok daha yüce bir insaniyete ve kapsamlı bir muhakemeye sahip bulunuyorlar.”

 

2. Johann Wolfgang von Goethe (1749 – 1832) – Genç Werther’in Acıları, 1774


“Ve bunu söyleyebilir miyim? Niçin olmasın, Wilhelm? Benimle daha mutlu olurdu işte! Albert ah, Lotte’ninki gibi bir yüreğin dileklerini yerine getirecek insan değildir. Belirli bir duyarlılık eksikliği, kastettiğim şey, bir kitabın belli bir yerinde, ah, Lotte’nin ve benim yüreğim aynı anda çarparken ya da Lotte ve ben aynı duyumsamaları dile getirirken, Albert bütün bunları yüreğinde paylaşamıyor işte. Herhangi berbat bir iş, ona değerli ve güzelim eşinden daha çekici geliyor. Mutluluğun değerini biliyor mu acaba? Ona yakışır ölçüde değer veriyor mu?”

3. Honoré de Balzac (1799 – 1850) – İki Yeni Gelinin Anıları, 1842

“Renee, demek ki o ahenkli vücut, o güzel, o mağrur yüz, tabii olarak o zarif hareketler, en kıymetli meziyetlerle dolu o ruh, ruhun bir aşk pınarından içer gibi su içtiği o gözler, en leziz inceliklerle dolu o kalp, o geniş zeka, bütün o eşsiz vergiler, tabiatın da beraber gördüğümüz terbiyenin de bütün o çabaları, tutku için, arzu için emsalsiz zenginlikler, şiirler, birer yıl değerinde saatler, bir erkeği bir tek zarif hareketin esiri edebilecek zevkler vadeden bütün o hazineler, demek ki bütün bunlar bayağı alelade bir evliliğin sıkıntıları içinde mahvolacak.”

 

Sinem özdemir

Devamını gör
Sonbahara Yaprak Dökümü Gibi Şiirlerden Derlemeler...
  • 23.3.2018 17:36:50
  • 0 Yorum
  • 997

Sonbaharın içimizde yaşatmış olduğu duygulardan ötürü adeta bir yaparak misali dökülüp kaldık bugün sizlereen hüzünlü mevsimlerden bir tanesi olan sonbahar şiirinin anlam ve önemini anlatmaya çalışacağım...Kendinizden bir çok duyguları bulup bu mevsimde hüzüm yaşayacağınız şiirleden alıntılar sizlerle...

1. Yaşar Nabi Nayır, Sonbahar

Altın rengi gözleri yanan bir semaverdi
Ilık bir çay kokusu akardı saçlarından.
Yanmanın lezzetini onda hissettiğim bir an
Ve yazın sevgisini bana önce o verdi.

Yaz gibi iri olgun meyveleri severdi,
Bir çocuk gibi şendi ve gülerdi her zaman
Bir mevsim gözlerinden içime doldu cihan
Ve güzel yaz günleri ne çabuk geçiverdi.

Artık donuk bir cam var mavi gökler yerinde.
Güneşi benden çalan o sıcak bakışlardır,
Ve yazı o götürdü mutlak beraberinde.

En güzel rüyaların bile bir sonu vardır:
Bir bahar rüzgârından alarak bir sabah hız
Mevsimlerin ömrünü yaşamıştı aşkımız.
Onu şimdi kaybettim ve şimdi sonbahardır.

2. Attila İlhan, Adım Sonbahar

nasıl iş bu
her yanına çiçek yağmış
erik ağacının
ışık içinde yüzüyor
neresinden baksan
gözlerin kamaşır

oysa ben akşam olmuşum
yapraklarım dökülüyor
usul usul
adım sonbahar

3. Ahmet Hamdi Tanpınar, Sonbahar

Durgun havuzları işlesin bırak
Yaprakların güneş ve ölüm rengi,
Sen kalbini dinle, ufkuna bak.

Düşünme mevsimi inleten rengi
Elemdir mest etsin ruhunu
Eser rüzgarların durgun ahengi.

Yan yana sessizce mevsimle keder
Hicrana aldanmış kalbimde gezin
Esen rüzgarlara sen kendini ver.

Sizde sonbaharda yaşayın yada sonbahardan uzaklaşın okurken bu şiirleri...

Sinem Özdemir

Devamını gör
Emekçi ve İşçilere İthafen Yazılmış Şiirler...
  • 23.3.2018 17:33:26
  • 0 Yorum
  • 1215

Annemiz, babamız, akrabamız etrafımızdaki herkesin bir işçi bir emekçi olduğunu düşünce gerçekten insanı duygulandığı noktaya geliyor.Edebiyatçılarımızda tam bu duygularımıza dokunabilmk adına bazı şiirleri yazmışlar ve emekçilerin sesi olmuşlar bizde onları sevgi saygıyla anıyor keyifli okumalar diliyoruz sizlere...


1. Türkiye İşçi Sınıfına Selam, Nazım Hikmet
Türkiye işçi sınıfına selâm!
Selâm yaratana!
Tohumların tohumuna, serpilip gelişene selâm!
Bütün yemişler dallarınızdadır.
Beklenen günler, güzel günlerimiz ellerinizdedir,
haklı günler, büyük günler,
gündüzlerinde sömürülmeyen, gecelerinde aç yatılmayan,
ekmek, gül ve hürriyet günleri.

Türkiye işçi sınıfına selâm!
Meydanlarda hasretimizi haykıranlara,
toprağa, kitaba, işe hasretimizi,
hasretimizi, ay yıldızı esir bayrağımıza.

Düşmanı yenecek işçi sınıfımıza selâm!
Paranın padişahlığını,
karanlığını yobazın
ve yabancının roketini yenecek işçi sınıfına selâm!

Türkiye işçi sınıfına selâm!
Selâm yaratana!


2. Parmaklığın Ötesinden, Rıfat Ilgaz
Göremedik sıkıntısız yaşandığını,
Rahatın şiirini yazamadık,
Ne kadar uzak
Heveslerimle içli dişli yaşamak,
Üzmek hastalıklı şiirlerle
Eşimi, dostumu;
Mezar taşları kadar, ölçülü
Beyitler düzmek boy boy.
İçliyimdir herkes kadar,
Düşündürür beni de şu gökyüzü,
Kuş cıvıltısı, nar çiçeği…
Geçtik bir kalem üzerinden.
Huyumdan ettiniz, Cibali Kızları,
Sekiz düğününden önce
Penceremin altından geçenler,
Saçları dağınık, gözleri uykulu,
Çoraba, tütüne gidenler,
Beni huyumdan ettiniz!
Yorgun gözlerinizdeki acıyı
Dert edindim kendime.
Saçlarını tezgahına yolduranları,
Sıtma gebesi tazeleri görmeseydim,
Boşuna harcayacaktım sevgimi.
Şimdi şu parmaklığın ötesinde kaldı
Bütün çalışanlar;
Teker teker sökülmüşüz toprağımızdan,
Havamızdan, suyumuzdan olmuşuz.
Yaşamaktayız aynı çatının altında
Daha mahzun, daha hesaplı.
Rahat günlerin işçisi olacaktık,
Rahat günlerin şairi:
Bir çift sözümüz vardı
Nar çiçeği, gül dalı üstüne,
Dudaklarımızda kaldı!


3. Diyorum, Şükran Kurdakul
Durdum baktım, içlenmekse herkesler içleniyor
Durdum baktım, herkes ince, herkes kırık
Nöbet gecelerinde saatler sabahlamak bilmiyor
Ampul sönük, yürek garip, tavan basık
Beri yanda bir sıra iplik çıkar
Bir sıra iplik girer
Beri yanda ayakta durmamak ister artık
Bütün tezgâh başındakiler.

Durdum baktım, içlenmekse herkesler içleniyor
Bir diyorum, göz kapaklarına yazık
Bir diyorum diz kapaklarına
Düşüversem evimin sokaklarına bir
Bir diyorum Asiyemin sıtma iğnesi
Bir diyorum yoksulluğun buncası
Bir diyorum onca dokumanın parası
Elimize binde kaçı verilir

Durdum baktım, içlenmekse herkesler içleniyor
Ampul sönük, yürek garip, tavan basık
Hikâyeler gazetede aynen devam ediyor
Dinmemiş gözyaşları Ferdane teyzenin
Postacının çantasına merak boşuna
Radyolara boşuna kulak veriyor
Bir diyorum, göz kapaklarına yazık
Bir diyorum Asiyemin sıtma iğnesi
Bir diyorum yoksulluğun buncası
Diyorum yetmeli artık.

Sizde okurken tüm emekçilerimizi rahmetle anın...
Sinem Özdemir 

Devamını gör
Dünya Edebiyatında Aşk Üzerine Yazılmış Sözler...
  • 22.3.2018 17:07:02
  • 0 Yorum
  • 1028

Aşk sizce bir kalemle nasıl tarif edilebilir yada sizi aşka dair söylecek olduğunuz en güzel cümle ne olabilir hiç düşündünüzmü bence bir düşünün bugün bu sözleri okurken sizde kendinize aşkı tarif edebileceğiniz bazı anlamlar yükleyin.Keyifli okumalar dilerim...

Aşk tıpkı gözyaşı gibi gözden doğar, yüreğe düşer. Publilius Syrus

Sen ne dersen de, aşk insanı üç kez soyar: Umarsız kılar, uykudan eder, anadan doğma bırakır. Diophanes

Aşkın gözü kördür. Titus Maccius Plautus


Tanrı tanığımdır ki, sende asla senden başka bir şey aramadım; senden hiçbir şey istemedim, yalnız seni istedim. Héloïse

Güzelliğe dayalı aşk, güzellikle birlikte çarçabuk ölür gider. John Donne

Gerçek aşk cinlerle perilere benzer. Adı dillerde dolaşır, ama gözüyle gören pek azdır. François de La Rochefoucauld

Aşk aklın en soylu düşkünlüğüdür. John Dryden

Yukarıda kalbimize dokunmuş sözlerden bir derleme yaptık bir sonraki yazımızda buluşmak dileğiyle hoşçakalın...

Sinem Özdemir

Devamını gör
İlhan Berk'in Kaleminden Şiirlerden Derlemeler...
  • 22.3.2018 17:04:08
  • 0 Yorum
  • 977

Diğer yazarlarımız tarafından uç beyi olarak bilinen İlhan Berk,eserlerinde insana dair birden çok konuya dair şiirler yazmıştır bu yüzden yazarımız hayatının bir bölümünü şiir yazarak geçirmiştir daha küçük yaşlarda şiir yazmaya başlamıştır.Bazı şiirlerinde çocukluğunu anlatırken ortaçağa ve kapalı bir sandığa benzetir.
1. Aşıkane

Aşkın ki hiç durup dinlenmek nedir bilmiyor

Aşkın ki anlatılamaz ihtiyar ve yıkık
Nice nice yaşamalara açılmışsındır
Nice yaşamalar ki kalmıştır yarım buruk


 

2. Yüz
Biliyor musun sen bir şiirde ilk satırsın ilk sözcük
Beyaz bir gül
Beyaz bir gül ne kadar beyaz olursa o kadar
Ne kadar suysa bir su
O kadar

3. Yoldan Geçen Biri
Bir kırlangıç bir su birikintisi bir parça gök.
Bir şiirden düşmüş olmalı bunlar.
Böyle diyordu yoldan geçen biri.

Sinem Özdemir

Devamını gör
Minik Kalplere Yazılmış Şiirler...
  • 21.3.2018 14:27:58
  • 0 Yorum
  • 1092

Çocuklarımızı ve geleceğimizi süsleyen minik kalpleri düşünerek kaleme alınmış en güzel şiirlerden bir kaçını bugün sizler için derledik.Umarım sizde okurken büyük bir keyif alırsınız...Bugün çocuklar kadar mutlu ve huzurlu olabilmeniz dileğiyle...

1. Nazım Hikmet – Dünyayı Verelim Çocuklara
 

Dünyayı verelim çocuklara hiç değilse bir günlüğüne
allı pullu bir balon gibi verelim oynasınlar
oynasınlar türküler söyleyerek yıldızların arasında
dünyayı çocuklara verelim
kocaman bir elma gibi verelim sıcacık bir ekmek somunu gibi
hiç değilse bir günlüğüne doysunlar
dünyayı çocuklara verelim
bir günlük de olsa öğrensin dünya arkadaşlığı
çocuklar dünyayı alacak elimizden
ölümsüz ağaçlar dikecekler

2. Aziz Nesin – Çocuklarıma


 

Dalga mı geçiyorsun düşler mi kuruyorsun
Öyle sonsuz sınırsız düşler kur ki çocuğum
Düşlerini som somut görüp şaşsınlar
Böyle bir dalgacı daha dünyaya gelmedi desinler

Dünyada yapılmamış işler çoktur çocuğum
Derlerse ki bu işler bişeye yaramaz
De ki bütün işe yarayanlar
İşe yaramaz sanılanlardan çıkar

 

3. Cahit Sıtkı Tarancı – Çocukluk
 

Affan Dede’ye para saydım,
Sattı bana çocukluğumu.
Artık ne yaşım var, ne adım;
Bilmiyorum kim olduğumu.
Hiçbir şey sorulmasın benden;
Haberim yok olan bitenden.

Bu bahar havası, bu bahçe;
Havuzda su şırıl şırıldır.
Uçurtmam bulutlardan yüce,
Zıpzıplarım pırıl pırıldır.
Ne güzel dönüyor çemberim;
Hiç bitmese horoz şekerim!
Şairlerimizin çocukalara sevgisini kaleme aldıkları bu şiirleri okurken sizde çocukluk yıllarınızın en güzel anılarını hatırlayın...
Sinem Özdemir

Devamını gör
Edebiyatımızda Ressamlara İthafen Yazılmış Şiirlerden Derlemeler...
  • 21.3.2018 14:23:49
  • 0 Yorum
  • 997

Edebiyatımızdaki bir çok yazar sadece şiiir yazmakla kalmamış farklı sanat dallarıyla da ilgilenmişlerdir.Kimisi bunları kaleme alırken farklı arayışlara girmiş kimisi yazdıklarını kaleme alırken ne hissetiklerini çizizme dökebilenleri anmış kimisi de hayatlarını bunu üzerine kurgulamış ama hepsi resim çizen o santkar ellere saygılarında kusur etmemiz okurken hayallerinizi de resmedebilmeniz dileğiyle...


1. Bir Evliya, Can Yücel
İlhan Koman ki tıraşsız heykeltıraş
Uçmaya doğru sakallı…
Elinde bombalarla bebekler
Heykel gibi olmayan heykeller,
Taşınırdı garip maacir
Güneyinden kuzeyine kutupların
Battı batacak teknesiyle
Varmak için Edirne’ye
Selimiye’ye…

2. Bruegel, Ülkü Tamer
Gökyüzü ayaklarımın ucundan başlıyor.
Köpeklerin bakışlarında birer keman tadı.
Avcılar ve kuşlar avdan dönüyor.
Zaten her yanda hüzün görülür
Uzakta çocuklar kayıyorsa,
Kızaklar tahtadan yapılmışsa,
Kar dinmişse, avdan dönüyorsa avcılar,
İnsan anlamışsa ansızın, başladığını
Gökyüzünün, ayaklarının ucunda.

Kuş tüyleriyle kaplıdır burunları
Birer sirk emeklisine benzeyen avcıların;
Soluk alır, tüy verirler yorulunca,
Yürekleri birleşir, geniş bir av ülkesi olur,
İçinde tazılar yaban ördeklerini,
Çantalı okullular kar tanelerini avlar.
Norveç’in nüfusunu bilir de okullular
Karın nüfusunu bilmezler nedense.
Zaten her zaman hüzün bulunur biraz.
Norveç’ten söz açan şiirlerde.

Gökyüzü ayaklarımın ucundan başlıyor.
Ağzımın kemiğinde dağınık bir şiir tadı.
Gürgenler ve kayınlar avdan dönüyor.
Sırtsız atmacalar çizerdim şimdi
Bir kayığın yelkeni geçseydi elime;
Unutmazdım, yelkenin bir köşesine
Tabut başlı bir avcı yerleştirirdim.

İçime çektiğim hava değil, gökyüzüdür.

3. Pablo Picasso, İlhan Berk
Dünyada yapayalnız bir bulut yapayalnız bir dal bir aydınlık
Bir gök bir çiçek, suyun sonrasızlık, suyun aşk, özlem, mutluluk duyusu
Biraz umut biraz ışık biraz ilerdeki sabah
Hepsi ayrı ayrı, ayrı ayrı güzel, ayrı ayrı yalnız, ayrı ayrı kardeş
Gidiyordu faydasız

Picasso fırçaya sarıldı.

Bir ağaç gördüğü pencerenin
Çiçeğe durdu duracak
Koltuğunki eller saçlar gözler
Eller saçlar gözler bir başına
Kadın bir gökyüzüne bakıyor
Kadın hiç kımıldamıyor hiç konuşmuyor bakıyor
Bakıyor bakmakla bitecek gibi değil gökyüzü diyor
Pencere bir daha böyle durmam diyor

Ne maviler ne karalar bilin ki bir daha böyle durmayız diyorlar
Binde bir bu dünyada beklediğimiz o binde bir söylediği şairlerin bu işte
Böyle duracağız diyor eller
Bizi hiç kimse bir daha yerimizden oynatayım demeyecek
Saçlar böyle kalacağız diyor
İlk bu mutluluk her şeyi ilk görüyoruz diyorlar
Odada ne varsa soba, ayna ve daha ne varsa bunun gibi bunun gibi bir kıyıda duran
Bunu diyor.
Hepsi bir şey söylüyor
Hepsi bir şeye bakıyor
Picasso yalnız onlara.

Okuduğunuz her kıtada hayatınızda canlandırmış olduğunuz hayallerinizle yol bunun...

Sinem Özdemir 

Devamını gör
Edebiyatımızn En İyi Çevirmen Kalemlerinden Şiir Derlemeleri...
  • 20.3.2018 16:44:20
  • 0 Yorum
  • 1017

Edebiyatımızın çeviri ustalarının katmış olduğu en güzel duygularıyla yaptıkları çevirilerden bir kaç derleme ile karşınızdayız...Duygularımızı yabancı sözcüklerden türkçeye ustaca gerçekleştirdiklerini söyleyebilirim...Keyifli okumalar dilerim...

1. Annabel Lee, Edgar Allan Poe (Çeviri: Melih Cevdet Anday)
Seneler, seneler evveldi;
Bir deniz ülkesinde
Yaşayan bir kız vardı, bileceksiniz
İsmi Annabel Lee;
Hiçbir şey düşünmezdi sevilmekten
Sevmekten başka beni.

O çocuk ben çocuk, memleketimiz
O deniz ülkesiydi,
Sevdalı değil karasevdalıydık
Ben ve Annabel Lee;
Göklerde uçan melekler bile
Kıskanırdı bizi.

Bir gün işte bu yüzden göze geldi,
O deniz ülkesinde,
Üşüdü rüzgarından bir bulutun
Güzelim Annabel Lee;
Götürdüler el üstünde
Koyup gittiler beni,
Mezarı ordadır şimdi,
O deniz ülkesinde.

Biz daha bahtiyardık meleklerden
Onlar kıskandı bizi,
Evet! Bu yüzden (şahidimdir herkes
Ve o deniz ülkesi)
Bir gece bulutun rüzgarından
Üşüdü gitti Annabel Lee.

Sevdadan yana, kim olursa olsun,
Yaşça başça ileri
Geçemezlerdi bizi;
Ne yedi kat gökteki melekler,
Ne deniz dibi cinleri,
Hiçbiri ayıramaz beni senden
Güzelim Annabel Lee.

Ay gelip ışır hayalin eşirir
Güzelim Annabel Lee;
Bu yıldızlar gözlerin gibi parlar
Güzelim Annabel Lee;
Orda gecelerim, uzanır beklerim
Sevgilim, sevgilim, hayatım, gelinim
O azgın sahildeki
Yattığın yerde seni

2. Şehir, Konstantinos Kavafis (Çeviri: Cevat Çapan)
Bir başka ülkeye, bir başka denize giderim, dedin
Bundan daha iyi bir başka şehir bulunur elbet.
Her çabam kaderin olumsuz bir yargısıyla karşı karşıya;
Bir ceset gibi gömülü kalbim.
Aklım daha ne kadar kalacak bu çorak ülkede?
Yüzümü nereye çevirsem, nereye baksam,
kara yıkıntılarını görüyorum ömrümün,
boşuna bunca yıl tükettiğim bu ülkede.

Yeni bir ülke bulamazsın, başka bir deniz bulamazsın.
Bu şehir arkandan gelecektir.
Sen gene aynı sokaklarda dolaşacaksın,
aynı mahallede kocayacaksın;
aynı evlerde kır düşecek saçlarına.
Dönüp dolaşıp bu şehre geleceksin sonunda.
Başka bir şey umma
Ömrünü nasıl tükettiysen burada, bu köşecikte,
öyle tükettin demektir bütün yeryüzünü de

3. Seni, Yalnız Seni, Rabindranath Tagore (Çeviri: Tarık Dursun K.)
Seni-yalnız seni der yüreğim
Yalnız seni-yalnız seni-yalnız seni

Günümde gecemde nice tutkularım
Seni der-yalnız seni-yalnız seni

Bir ışık dileği şavklanır karanlıklarda
Derininden derininden seslenir bilincin
Yalnız seni der-yalnız seni-yalnız seni

Sinem Özdemir

Devamını gör
Bir Sigara Dumanında Hayat Bulabildiğimiz Duygusal Şiirler...
  • 20.3.2018 16:42:17
  • 0 Yorum
  • 1068

Biz aşkı çok farklı halleriyle yaşadık şairlerimizde öyle bazen bir sigara dumanında bazense kaybolmaya yüz tutmuş hatıralarımızda ama hiç bir zaman bağımlılığımızdan vazgeçmedik.Bugün sizlere sigara dumanlarında yüreğimizi yakmış bir kaç şiir derlemesi yapacağım iyi okumalar keyifli günler...

Güzel Havalar, Orhan Veli Kanık


Beni bu güzel havalar mahvetti,
Böyle havada istifa ettim
Evkaftaki memuriyetimden.
Tütüne böyle havada alıştım,
Böyle havada aşık oldum;


Bir Gün, Cemal Süreya
Bir gün seni bırakırım ya
tütünü bırakmak gibi bir şey olur bu
Evet, gün geliyor, bıkıyorum senden,
ama İstanbul’dan bıkmak gibi bir şey olur bu.

Sevdan Beni, Ahmed Arif
Terketmedi sevdan beni,
Aç kaldım, susuz kaldım,
Hayın, karanlıktı gece,
Can garip, can suskun,
Can paramparça…
Ve ellerim, kelepçede,
Tütünsüz uykusuz kaldım,
Terketmedi sevdan beni

Sinem Özdemir

Devamını gör
Güvercinlerden Haber Var...
  • 19.3.2018 21:06:28
  • 0 Yorum
  • 1018

Sadece uçan kuş  değil onlar  eski çağlarda  belki  bir  haberci  belki  bir beyaz melek onlar bilemiyorum ama bildiğim tek şey bana  ilham veriyorlar bir  kuş olsalarda hayatımın bir parçası beyaz tüylerinde kanat çırparak şarkılar mırıldanıyorlar bir  melodi  gibiler ve  onnlar  için yazılmış şiirleri  keyifle  okumanız  dileğiyle...

 

1. Dört Güvercin, Nazım Hikmet
geldi dört güvercin
suda yıkanmak için.
su mahpusane yalağındaydı.
ve güneş
güvercinlerin
gözünde, kanadında, kırmızı ayağındaydı.
girdi dört güvercin
yıkanmak için
suyun içine.
ve kederli toprakta dört insan
baktı dört güvercine.


 

2. Muleta, Edip Cansever
Başını menekşeye koydu, uyudu
Bir güvercin çalılığın orada
Hani
Görmeye gittikti güneşli günde
Parkı ve ördekleri
Yıllarca sonra. Savaştan
Ekmek kırıntıları attıktı havuza
Bir elim omzunda seyrettikti uzun uzun
Dünyayı ve çiçekleri
Nedense durgunlaşıverdindi bir ara
Çok değil, en fazla bir kaç dakika
Ve dedindi, mutluyken de boğulabilir insan


 

3. Karasevda, Behçet Aysan
ak bir yaban güvercini
gibiydin aşk
vişnelere
bulaştın kirlendi beyazın.
takılamayan
telli duvak
verilemeyen mendil
düşlerde
kaldın.

Sinem Özdemir

Devamını gör
Yüreğimizde Geceden Kalanlardan Derlemeler...
  • 19.3.2018 21:01:07
  • 0 Yorum
  • 929

Bir çok şairimiz geceye  dair  yazdıkları  şiirlerinde ya bir  aşktan yada yarım bırakılmış sevdalarından yada ömürlerin geceden kalan kısımlarında bahhsetmişlerdir..
Şiir ve  şair  her zaman kalbimize dokunur  ve  bizle yaşarlar onlarla  adeta bir  bütün oluruz...Bunlar yazılırkken bulutlardan ilham alınmış  sanki...Büyük  bir keyifle okumanız dileğiyle...

1. Özlem, Özdemir Asaf
Uykunun içinde bir rüya,
Rüyamda bir gece,
Gecede ben…
Bir yere gidiyorum,
Delice…
aklımda sen.

Ben seni seviyorum,
Gizlice…
El-pençe duruyorum,
Yüzüne bakıyorum,
Söylemeden,
Tek hece.


 


2. Gecenin Kapıları, Attila İlhan
Bütün kapılar kapandı, dışardayım
Birden karşıma çıkmayın korkuyorum
Uykusuzum fena halde, sokaktayım
Karanlık bastırdı mı bozuluyorum

Fena bir yerimden koptuğum doğru
Kendimden çok fazla yaşamaktayım
Nereye bağlanacak bu işin sonu
Aslında ben kimim meraktayım

Bütün kapılar kapandı, sokaktayım…


 

3. Gece Vakti, Behçet Necatigil
Erkekler evlere çekildi çoktan,
Katran gibi camlara yapıştı perde.
Göreyim sıkıntıyı sav başından,
Gel de dolaşma caddelerde.

Kale her zamankinden korkunç:
Gece vakti, karlar altında, kışın.
Üzüyor mu seni delikanlı,
Yollar gibi sokaklarda kalışın

Sinem  Özdemir

Devamını gör
Şiirlerle Dans Etmek Adına..
  • 17.3.2018 09:58:05
  • 0 Yorum
  • 967

Bugün sizlere özellikle seçtiğim türk edebiyatı şiirlerinden bir kaç örnek vereceğim.Çocuklauğumdan beri severek beğenerek okuduğum bu şiirlerin yeri her zaman kalbimde farklıdır.Bu yüzden onları hatıra efterimde biriktirmişimdir.Zaman geçtikçe onların yerini azımsar ve hatırlarım...Umarım siz de okurken tamamen kalbinize ve ruhunuza dokunur...

Bir Misafirliğe Gitsem, Melih Cevdet Anday


Bir misafirliğe gitsem
Bana temiz bir yatak yapsalar
Her şeyi, adımı bile unutup, uyusam…
Kalktığımda yatağım hâlâ lavanta koksa
Kekikli zeytinli bir kahvaltı hazırlasalar
Nerede olduğumu hatırlamasam
Hatta adımı bile unutsam…

 Tozpembe, Behçet Necatigil

Yıllar yılı yanımızda
Kavruldun yağımızla.

Hiç bu böyle kalır mı,
Biraz geç de olsa
Göreceksin hayatın sana da güldüğünü,
Sabret yoksa.

Nasıl mı?
Topraklarda tohumlar vardır
Karlar altında kış boyu,
Kış geçer, bir bahar günü
Çiçek açar tozpembe,
Tıpkı öyle.

 

Gecede, Ülkü Tamer


Kararmaya durdu mu ortalıklar
Büyük mor bir ışık yalın kat yüreğinde
Oysa birçokları yalnız gecede
Yaşar en ışıksız yerini bölünerek
Unuttuğu bir şey vardır başkalarının
Oysa bir yerlerde hepsini duyar
Üşür gecelerden bir ince yürek

Ama dağ başında bir yalnız diken
Ama tepelerde iri bir rüzgar
Yaşamazlar birçokları gecede
Karanlık gölgeler düşer yollara
Sonra geçip bütün korkulardan, karanlıklardan
Yiğitçe karşı koyar da bir ince yürek
Yansıyan duru ışıklar gibi iyimserliği
Geçer uzak güneşlerden, sulardan.

Sinem Özdemir

Devamını gör
Edebiyatın Kalbinden Kalemine Akıp Giden Şiirlerden Birkaçı...
  • 16.3.2018 16:35:45
  • 0 Yorum
  • 1149

Kimimiz duygularımızı şiiire döktük kimimiz bir kalemle dünyaları yönettik ama hep aynı noktada buluştuk yazıda sanatta ve şiirde bunlar bizi biz yapan herşeydir hiç bir zaman aklınızdan çıkarmayın keyifle okumanız dileğiyle...

1. Sakın Geç Kalma Erken Gel, Cevat Çapan
Usulca gir kapıdan, zile basma.

Hiç telaşlanma, ben daha dönmemişsem.
Yoldayımdır, nerdeyse yokuşun dibinde,
Suların kararmasını bekliyorumdur,
Tuğla harmanlarından gelen yanık havanın
Bahçedeki akşamsefalarına sinmesini.
Güç bela dizginliyorumdur içimde
Dörtnala sana koşan küheylanları.

Bütün gün kâğıttan dağlar arasındaydım,
Nabzım ileri giden bir saat gibi işledi durdu.
Dilekçeler, kararlar, tozlu makbuzlar:
Hep adını okudum silinmiş satırlarda.
Pencerede kuleler, minareler, kirli gök.
Durmadan kuşlar uçtu bir bacadan.
Rüzgâra karışan saçlarını gördüm
Bulutlu aynalarda.

Balkonun kapısını aç, su ver saksıdaki çiçeğe.
Geyikli örtüyü ser masaya, dinlen biraz.
Sessizlik şaşırtmasın seni, ürkütmesin.
Şehrin gürültüsü dolacak az sonra odaya,
Karanlık bir yankıya dönüşecek karşı dağlarda.

 

2. Geçerdi Hep, Attila İlhan


Geçerdi hep
Pırıltılı kanunlar
Neves gecelerden
İhtimal buhranlı gecelerdi hep
Yüreğinde yalnızlığın tortusu
Vazoda yaseminler
Ufukta yağmur kuşları
Çözülmez bilmecelerdi hep
Ansızın dalar
Bir yorgunluğa uyanırdın
Güneş çekilmiştir bahçelerden
Lambalar çok erken yanmış
Aldatılmak korkusu
Sık sık bozulan yeminler
Enfarktüs kuşkuları
Sinsi bir kederdi hep
Zaman zaman düşündüğün
Aklına geldikçe güldüğün
Şan şeref ve ün
Beyhude şeylerdi hep

 

3. Telgraf Direkleri, Metin Altıok


Bir kıl heybeye bırakır kendini,
Yassı tepelerin ardında
Kemirilmiş bozkır güneşi.
Toprağın çopur yüzünde
Uzatarak kımıldayan gölgeleri.

Ah o telgraf direkleri,
Telgraf direkleri.

Yanağında şark çıbanı gibi
Kararırken bir taşın oyuk yeri,
Kuşlar konar omuzlarına
Süslemek için gömleğini.
Kuşlar ki bozkırın apoletleri.

Ah o telgraf direkleri,
Telgraf direkleri.

Akşam kasketidir sanki
Örter gözlerinin kirpikli çiçeğini,
Eğerek alnına geniş siperliğini.
Bir at tökezler yüreğinde,
Korkuyla havalanır kuşların hepsi.

Ah o telgraf direkleri,
Telgraf direkleri.

Şiirlerde hayta bulun huzur bulun ve esen kalın...

Sinem Özdemir

Devamını gör
Annelere İthafen Kaleme Alınmış En Kıymetli Şiirlerden Derleme
  • 16.3.2018 16:33:42
  • 0 Yorum
  • 961

Anne olabilmek ne kadar anlamlı şu hayatta hani derler ya cennet annelerin ayakları altındadır diye işte mevzu tamda bu bir ana yüreğinde kousunda hissetmek kendiniz sizi kayıtsız şartsız sevebilcek tek varlık onlar sizi sizi yapan kimliğiniz değiller mi?O zaman bu  duygulu şiirleri okurken güzel vakit geçirmeniz dileğiye...


1. Ahmet Haşim, Sensiz


Annemle karanlık geceler bazı çıkardık.
Boşlukta denizler gibi yokluk ve karanlık
Sessiz uzatır tâ ebediyetlere kollar…
Guyâ o zaman, bildiğimiz yerdeki yollar
Birden silinir, korkulu bir hisle adımlar
Tenha gecenin vehm-i muhâlâtını dinler…
Yüksekte sema haşr-ı kevâkiple dağılmış,
Yoktur o sükûtunda ne rüya, ne nevâziş;
Bir sâ’ir-i mechul-i leyâli gibi rüzgâr,
Hep sisli temasiyle yanan hislere çarpar.

2. Necip Fazıl Kısakürek, Anneciğim


Ak saçlı başını alıp eline,
Kara hülyalara dal anneciğim!
O titrek kalbini bahtın yeline,
Bir ince tüy gibi sal anneciğim!

Sanma bir gün geçer bu karanlıklar,
Gecenin ardında yine gece var;
Çocuklar hıçkırır, anneler ağlar,
Yaşlı gözlerinle kal anneciğim!

Gözlerinde aksi bir derin hiçin,
Kanadın yayılmış, çırpınmak için;
Bu kış yolculuk var, diyorsa için,
Beni de beraber al anneciğim!..

3. Haydar Ergülen, Anne

Sahi senden mi doğdum anne
Yollar nehirler kuşluk vakitleri dururken
Bir insandan mı doğar bir çocuk

Anne senin yüreğin taş olsa dayanır mı
Kuş olsa çiçek olsa gündüz olsa
Kırılmaz mı acıdan bir sap menekşenin boynu

Bu kez dağlar doğursun beni anne
Sen de ılık bir yağmur ol
Durmadan yağ kanayan yerlerime

Sinem Özdemir

Devamını gör
Güneş Aydınlığında Yaşayan Şiirler
  • 15.3.2018 17:12:02
  • 0 Yorum
  • 1067

Adeta bir güneş misali parlayabilceğiniz okuduğunuzda kendinizden geçebileceğiniz şiirleri derledik sizler umarım siz okuyucularımız büyük bir keyifle okursunuz.Okurken içinizde gölgelenmiş fakat aydınlığa çıkarılmamış bir çok gerçeğin aydınlığa kavuşabilmesi için kendinize fırsatlar verin...

1. Turgut Uyar – Kışta Kalan Soğukluk

 

Çünkü sağlıklı bir güneşe taparsın sen
her bir ışını şiir yazanlara umut ve hüzün veren
bir karanfil olarak süner gider belleğinde

 

2. Edip Cansever – Uçurum


Bir ağaç sürüsünün üstünden
Çok ağaçlı bir ağaç sürüsünün üstünden
Kesilmiş limon dilimleri gibi düşüyor güneş
Votka bardağımın içine
Benim olmayan bir sevinç duyuyorum.

3. Necati Cumalı – Güneş Delisi


Akan suyu severim ben
Işıldayan karı severim
Bir yeşil yaprak
Bir telli böcek
Yeşeren tohum
Güneşte görsem
Sevinç doldurur içime
Bir günü
Güzel bir günü
Güneşli bir günü
Hiçbir şeye değişmem

Sinem Özdemir

Devamını gör
Aşkımızı En Derin Duygulara Taşıyabildiğimiz Şiirlerden Seçmeler
  • 15.3.2018 17:06:34
  • 0 Yorum
  • 973

Türk edebiyatında aşk hayatlarından kesitleri kaleme alarak okuyucularıyla paylaşabilmiş yazarlarımızdan bir kaç şiiri bugün sizlerle paylaşmak istedik.Öyleki aşka dair yazmış oldukları en duygulu şiirler hayatımızı en çok etkileyen ruhlarımıza dokunan ve okurken adeta kendimizde geçtiğimiz şiirlerdir.Her okuduğumuzda yüreğimizden yaşlar süzülür kimimiz sevgilimizi,kimimiz ailemizi özlemlerimizi hatırlarız.
1. Eski Nisan – Ataol Behramoğlu


“Canımın yongası, sevdiğim,
Bir kaç gün çaldık ilkbahardan
Geçtik yıllardır özlediğim
Erguvan ışıklı kıyılardan
Aşkı sessizlik tanımlar
Gençken tersini düşünürdüm
Akşamla dönerken geriye dalgalar“

2. Günlerden Öyle Bir Gün – Metin Altıok

“Günlerden öyle bir gündü;
Üstüne tarih düştüğüm.
Gözümün önüne geldi birden
Balkıyan güzel yüzün.
Ve yüreğim yandı söndü,
Ter bastı avuçlarımı.
Bir işlek kovan uğultusu
Kapladı kulaklarımı.
Uzandım usulca cigarama;
Yavan ömrüme katık.
Ben o gün öldüm gülüm,
Bir daha ölmem artık.”

3. Erenköyü’nde Bahar – Yahya Kemal Beyatlı


“Canan aramızda bir adındı
Şirin gibi hüsnü ana unvan
Bir sahile hem şerefti hem şan
Çok kere hayalimizde canan
Bir şi’ri hatırlatan kadındı.
Doğmuştu içimde ta derinden
Yıldızları mâvi bir semânın;
Hazzıyla harâb idim edânın
Hâlâ mütehayyilim sedânın
Gönlümde kalan akislerinden.“

Sinem Özdemir 

Devamını gör
Yazarlarımızın Kadınlara İthafen Yazdıkları Sözler
  • 14.3.2018 17:50:26
  • 0 Yorum
  • 1033

Başta dünya edebiyatından yazarlar olmak üzere kadınlara söyledikleri sözleri bir çatı altında sizlere derlemeye çalıştık.Kadınlarımızın iç güzelliklerinden dış güzelliklerine doğru bir çok konuda yazılmış ve kadınlar adeta resmedilmiş sözlerde sizlerinde büyük bir keyifle okuyacağınızı düşünerek paylaşıyoruz.
"On ağzım da olsa, on dilim de olsa,
Sayamam çevirdikleri dolapları kadınların,
Erkeklerden para sızdırmak için."


Ovidius

"Mumlar söndü mü, bütün kadınlar güzeldir."

Plutarkhos

"Kıskanç bir kadının kin dolu kargışları
Kuduz köpekten daha beter zehirler adamı."
William Shakespeare


"Kadınların gözyaşlarından daha çabuk kuruyan bir şey yoktur. "John Webster

"İffetli kadınların çoğu, aramaya kalkışan olmadığı için el değmemiş definelere benzer." François de la Rochefoucauld

"Kadınlar hep aşırıya kaçarlar, erkeklerden ya daha iyidirler ya da daha kötü." La Bruyère

"Bir kadın size kalbini vermeye görsün, vücudunun öteki yerlerinden asla kurtaramazsınız kendinizi. "John Vanbrugh

Kadınlarımızın dünya ve türk edebiyatındaki yerlerini daha iyi kavrayabilmeniz adına bu özel sözler onlara armağan edilmiş ne kadar değerli olduklarını görmeniz dileğiyle...

Devamını gör
Dağ Şiirlerinin Tepesinde Büyüdük...
  • 14.3.2018 17:45:33
  • 0 Yorum
  • 1096

Bugün sizlere edeiyatımızda büyük yer edinmiş sanatçılarımızdan bazı derlemeler yapacağız.Sizde bu şiirler ile belkide çocukluğunuza dönebileceksiniz.Hayallerinizi yeniden yaşayabileceksiniz.

Vay Kurban, Ahmed Arif

Dağlarının, dağlarının ardı
Nasıl anlatsam…
Ağaçsız, kuşsuz, gölgesiz.
Çırılçıplak,
Vay kurban…
Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda.
Yiğitlik, sen cehennem olsan bile
Fedayı kabul etmektir,
Cennet yapabilmek için seni,
Yoksul ve namuslu halka.
Bu’dur ol hikayet,
Ol kara sevda.

Seni sevmek,
Felsefedir kusursuz.
İmandır, korkunç sabırlı.
İpin, kurşunun rağmına,
Yürür pervasız ve güzel.
Sıradağları devirir,
Akan suları çevirir,
Alır yetimin hakkını,
Buyurur, kitabınca…

Gene O Dağ Yollarında, Cevat Çapan


Yıllar sonra Alplerden inerken
bir dağ yolu mu bu diye kendine sorarsan
daha binbir soru varken zihnini kurcalayan
elinde bir dağ lalesiyle seni karşılayan
şu küçük kızı alnından öp
ve dinlen biraz.
Yıllar önce, uzaklarda,
doruklarına tırmandığın,
rüzgarlarını ezberlediğin,
başka dağları düşün.
O bildik dağların koyaklarında biriken,
sonra eriyip boz bulanık ırmaklara karışan
kadarıyla ak git sen de
uzaklara, dağların ardına,
kavruk çöllere.
Uçak gürültülerinin, kum fırtınalarının içinden,
Düşlerinde o küçük kız,
Bir dağ lalesi elinde.

Dağ Başında, Abdülkadir Bilgin


Beni bir dağ başında böyle yapayalnız kodular,
Rüzgarlara, kuşlara, bulutlara yakın,
Senin etinden, tırnağından ayrı,
Senin kokundan uzak.
Benim güzelim,
Benim ceylan bakışlım,
Benim kafamın ateşi,
Yüreğimdeki.
Mümkün mü şu anda rüzgar olmak, kuş olmak,
Şu anda üç dört portakal almak, getirmek sana,
Sana tuzlu badem,
Kabak çekirdeği.
Şu anda hiçbir şey mümkün değil.
Şu anda her şeyden ayrı, her şeyden uzağım ben.
Şu anda sadece yalnızlık ve kahır.
Hayır, güzelim,
hayır, ceylan bakışlım,
hayır, kafamın ateşi, hayır,
hayır, yüreğimdeki.
Şu anda mümkün ve güzel olan tek bir şey vardır:
Yanarak sevmek seni.

Devamını gör
Yıldızlara Özenen Şiirler
  • 13.3.2018 19:19:22
  • 0 Yorum
  • 1004

Bugün yazdığımız ve örnek verdiğimiz bir kaç şiirde tamamen yıldızlara dokunacağız sizde bunları okurken yıldızlara dokunduğunuzu hissederek şiirin ufkunuzda yer edinmesini ve duygularınıza hitap etmesini sağlayın şiirli günler dilerim sizlere...


1. İthaf 2, Turgut Uyar

Gün söner yıldızlar yanar gecelerden
Bir ölümsüz alem başlar senden yana.
Selam, ürkek ve sevgili kadın,
Selam, sabahsız gecelerden sana…

Şimdi ağlayamıyorum da kötüsü
Gözlerim dolduğu halde bazı bazı.

İçim götürmeyerek seyrediyorum,
Sağ tarafı boş kalan yatağımızı.

Bir şeyler akıyor ömrüm içinden,
Ufak tefek, süt beyaz, kan kırmızı…

Ben seni arıyorum rüyalarımda
Geceler içinde bir yıldız, bir yıldızı.


 
 

2. Benerci Kendini Niçin Öldürdü, Nazım Hikmet


Delikanlım!.
İyi bak yıldızlara,
onları belki bir daha göremezsin.
Belki bir daha
yıldızların ışığında
kollarını ufuklar gibi açıp geremezsin..

Delikanlım!.
Senin kafanın içi
yıldızlı karanlıklar
kadar
güzel, korkunç, kudretli ve iyidir.
Yıldızlar ve senin kafan
kâinatın en mükemmel şeyidir.


 
3. Yıldızlar, Oktay Rifat Horozcu

Kitabın yanında defter
Defterin yanında bardak
Bardağın yanında çocuk
Çocuğun yanında kedi
Ve uzakta yıldızlar yıldızlar

Devamını gör
Kitap Şiirlerinden İlham Almış 3 Değerli Eser
  • 13.3.2018 18:41:23
  • 0 Yorum
  • 956

Edebiyatımızda büyük yer edinmiş kitapsal eserler yazmış şairlerin şiirlerinden bir derleme oluşturarak siz okuyucularımızın okuyabilmesi adınabuyün bir yazı oluşturmak istedik.Edebiyatın kalbine taht kurmuş ve büyük bir yeri olan bu şiirleri okumanızı tavsiye ediyoruz yazarlarımızı büyük bir rahmetle anıyoruz.

1. Masayla Kitap, Oktay Rifat Horozcu

Bir kitap duruyor masada
Çok eski bir kitap masada
Oysa bir sevginin üstünde kitap
Eski günlerden kalma masada

Odaya vuran güneş
Bir çivi yazısı masada

Evin duvarları beyaz
Damı kırmızı
İçinde bir kitap duruyor
Bir sevginin üstünde masada.

Geza Voros, Woman With A Book, 1943

2. Kitaplar Arasındaki Çiçekler, Fazıl Hüsnü Dağlarca

Bıraktın bir hatıralar yığınında beni de yavrum;
Ki sevgim verdi sana bir koku gibi bütün dünyasını.
Ve ben bu sabah vaktinde iyice hissediyorum,
Bir kitap arasına bırakılmış çiçeklerin yasını.


 
An He, Books and Art

3. Rahatı Kaçan Ağaç, Melih Cevdet Anday
Tanıdığım bir ağaç var
Etlik bağlarına yakın
Saadetin adını bile duymamış
Tanrının işine bakın.

Geceyi gündüzü biliyor
Dört mevsimi, rüzgârı, karı
Ay ışığına bayılıyor
Ama kötülemiyor karanlığı.

Ona bir kitap vereceğim
Rahatını kaçırmak için
Bir öğrenegörsün aşkı
Ağacı o vakit seyredin.

 

Devamını gör
Japonlarda Çaya Dair Herşeyi Öğrenmek İçin Mutlaka Okumalısınız!
  • 12.3.2018 13:58:31
  • 0 Yorum
  • 1048

Okakura Kakuzo’nun yazdığı “Çay Kitabı”,çevrisini Özge Özkan'ın yapması ile yayına sunuldu.Yayınını Palto Yayınevi Üstlendi.

İşte Aşağıda Kitabın Yayınlandıktan Sonra Çıkan Tanıtım Yazısından Küçük Bir Kesit
“Cennet ve dünyanın varlığından önce doğmuş her şeyi içeren bir şey var. Ne kadar sessiz! Ne kadar kimsesiz! Değişmeden ve yapayalnız duruyor. Kendine bir tehlike oluşturmadan dönüyor. İşte o, kâinatın anasıdır. Adını bilmiyorum, bu yüzden onu ‘yol’ diye adlandırıyorum. İsteksizce ona ‘sonsuz’ diyorum. Sonsuzluk ‘fani’dir; fani ‘yok oluş”tur; yok oluş da tekrar ‘başa dönüş’tür.”

Özellikle ülkemiz ve bulunduğumuz topraklarda çay kültürü oldkça önemli bir yere sahip ve yıllardır onla büyüdük hatta kahvaltılarımızı,börek çöreğimizi hep onun eşliğinde yaptık.O yüzden türk kültürünün vazgeçilmez bir parçası haline getirdik.

Japon kültüründe çayın yerini, sanatla ilişkisini, hazırlanışını ve misafirlere sunulmasını konu alan bu kitap, meşhur çay seremonilerine ve bu seremonilerin anlamına ışık tutuyor.
Yaşamsal sanatın bütünleştirmiş olduğu herkesin kesinlikle alması gereken bir kitap ve çay kültürünü öğrenmek adına yeri çok önemli.Mutlaka satın alıp okuyabilceğiniz kitaplar arasındaki önerilerimizin en başında geliyor diyebiliriz.

Devamını gör
Kaleminizi Konuşturacağınız Atölye Geliyor!
  • 12.3.2018 13:56:55
  • 0 Yorum
  • 1049

Yazar ve editör  Gaye Dinçel,beş yıldır hizmet verdiği yazılar yazdığı atölyenin kapılarını cumartesi grubu adı altında tekrardan açmaya hazırlanıyor.Atölye çalışma saatleri 14:30 ve 16:30 arasında değişecek.24 mart günü hizmete başlanacak.

8 hafta süren atölyede katılımcılar her hafta bir öykü yazıyor. Her yani hafta yeni bir öykü yazılıyor ve öyküler büyük bir yorum yağmuruna tutuluyor eleştiriliyor eleştirilerek atölyeye katılanların daha iyi bir öykü çıkarabilmeleri adına yönlendirmeler gerçekleştiriliyor. 
Çağrısı şöyle:

“‘Benim gibi yazanlarla buluşmak, yazıp çizmek, konuşmak, ipuçlarını öğrenip daha iyi yazmak istiyorum’ diyorsanız yazı çizi atölyesine katılabilirsiniz.”

Devamını gör
Adana Evden Eve Nakliyat
  • 12.3.2018 13:06:27
  • 0 Yorum
  • 1019

Nakliyat sektörü hızla gelişirken bizde kendimizi geliştirmek isteyen ve kaliteli hizmet sağlayan bir kurumsal şirket olma yolundayız.Adana evden eve taşıma sektöründe öncü olmuş firmamızın kendine göre vizyonuyla sizlere hep daha iyisini sunmak istiyor.İşte başarılı vizyon sergilemek adına size öneriler sunacağımız birkaç madde.Ev taşıyabilmek için nakliyat şirketi olarak size birkaç öneride bulunmak istiyoruz.Evleriniz taşıyabilmek için size suna. Bu aynı zamanda çok farklı hikâyeler dinlediğimiz anlamına gelir. Bir şirket ne yaparsa rahat bir taşıma ortamı ve sağlıklı bir nakliyat gerçekleşir.

 

Taşımayı planlıyorsanız bir ay önceden yavaş yavaş evi toplamaya başlamanızı öneriyoruz. Eğer ön hazırlığınız olursa rahat edersiniz biliyorsunuz ki taşınma olayları pek planlanan bir durum değildir.Taşınmaya karar verdikten sonra bir ev listesi oluşturmalısınız bu ev listesinde sizin eşyalarınızın tam anlamıyla yerleşim planları ve evinize uygunluklarını ölçmelisiniz. Böylelikle elinizde taşınacak eşyaların kabataslak bir planı olmuş olacak.Taşımacılık sektöründeki firmalardan fiyat alırken yada anlaşma yaparken en azından bir fiyat çıkarmış olursunuz.Çıkardığınız fiyata göre anlaşma yaparsınız. Firmamızla kaba taslak bir eşya taşıma listesi çıkarıp gelen müşterilerimiz çok daha iyi bir nakliyat hizmetiyle karşılaşıyorlar ve onlara daha iyi bir hizmet sunabiliyoruz.Taşınma sonrası eşya listesi ile eşyanızı kontrol ettikten sonra teslim alabilirsiniz. Kısaca taşınırken ilk işiniz eşya listesi hazırlamak olmalı böylelikle işleriniz daha da kolaylaşır ve herhangi bir eşya eksikliğinde listenize bakarak uygun bir eşyanızı getirebilirsiniz. Firmalarımız genelde eşyaların kaplanacağı yere göre bir fiyat çıkarır.Eşyalarınız arttıkça nakliyat firmanız size daha fazla fiyat çıkaracaktır.Gerçekten taşınırken gereksiz eşyalarınızdan kurtulun. Taşınma işlerinizde aboneliklerinizi önceden mutlaka halletmiş olun. Yine bir nakliyat şirketinin iyi yada kötü olduğunu anlamak için mutlaka önceden araştırılmalı ve daha önce yaptıkları işlerde müşterilerin memnun olup olmadığına bakmak gerekir.Bu işi sadece iki üç yıldır yapan bir firmadan iyi bir nakliyat hizmeti vermesiniz beklemeyiniz.  Web sitesinin tasarımına baktığınızda ne kadar iyi bir hizmet verip vermediklerini anlamanız gerekecektir. Adana evden eve taşıma nakliyat firmamız sizlere çok daha iyi bir hizmet sunabilmek adına taşınmanız sırasında yapacağınız şeyleri aktardı.

Devamını gör
Costa Ödülleri Sahiplerini Buldu!
  • 10.3.2018 09:58:59
  • 0 Yorum
  • 1010

İngiltereli yazar Hillary Mantel, “Bring Up The Bodies” geçen sene  kitabı romancılar arasındaki en iyi kitap olarak ödülün sahibi olmuştu.

Mantel’in geçmişi gözler önüne seren ve tarihi romanlar arasında bir hayli dikkat çeken eseri  “Bring up the Bodies”, yine yzar geçmiş yıllara ait  2009 yılında da bir romanıyla ödül kazanmıştı. 

Costa ödüllleri her yıl farklı farklı katagorilerde sahiplerini bulmaya devam ediyor bu yılda yine sahiplerini bulmayı başardı ve durum şöyle:

Roman dalındaki ödül : Francesca Segal (“The Innocents”)

Şiir dalındaki ödül: Kathleen Jamie (“The Overhaul”)

En iyi biyografi ödülü: Mary ve Bryan Talbot (“Dotter of Her Father’s Eyes”)

Çocuk kitap ve eserleri dalındaki en iyi ödül: Sally Gardner (“Maggot Moon”)

Birleşik Krallık’ta 1971’den itibaren Whitbread Edebiyat Ödülleri, 1985’ten itibaren de Whitbread Kitap Ödülleri olarak bilinen yarışma, 2006 yılında Costa Kitap Ödülleri adını aldı.Bu ödüllerde genellikle birleşik krallıklar dikkate alınıyor ve genelde bu tarz kişilere ödüller veriliyor.Yani bu ödüller kitap değerlerimizi arttırmada bir hayli etkililer.

Devamını gör
Kameralu Su Kaçağı Tespiti Yapan Firmalar
  • 9.3.2018 15:25:35
  • 0 Yorum
  • 999

Evimizin can damarı su tesisatı döşemeleri olduğu için su tesisatçısınında hayatımızdaki yeri paha biçilemez bir önem arz eder.Çünkü yaşam alanlarında en çok ihtiyaç duyulan madde sudur ve bunu sağlayabilecek bir sistem o alandaki en önemli unsurdur. Ev yaşantınızın bir çile haline gelmemesi için gerekli olan tüm bakımları yaptırmanız ve düzenli su kontrolleri kaçak kontrollerinizi ihmal etmemeniz gerekir. Peki evimizin can damarları su döşemelerinin akla gelen ilk tanımı evimize su sağlanmasımıdır? Ancak bunun dışında ısıtma sistemlerinin doğru şekilde çalışması için de suya ve uygun bir tesisat sistemine ihtiyaç vardır. Özellikle günümüzde kullanılan ısınma şekillerinde sıcak suyun ev içinde dolaşabilmesi hem büyük bir rahatlık sağlar hem de daha ekonomik ısınma kaynakları elde etmemize yardımcı olur.

Su tesisatçıları işte bu yüzden çok önemlidir onlar bizim suya ulaşabilmemiz adına bina döşemelerinden tutun çeşitli apartman hatlarına kadar herşeyi tam anlamıyla sağlayacaklardır.Gelin hep beraber ne kadar önemli olduğunu anlamaya çalışalım yeni bir bina katı kaldırılırken olası tüm ihtimaller düşünülmelidir.Bu olası ihtimallerin hepsini sıralayacak olursak öncelikle boru hatları tamamiyle profesyonel bir şekilde döşenmeli işte tam bu noktada binaların inşası tamamlanırken profesyonel hizmetler veren bir kameralı su kaçağı tespiti yapılacak en doğru tercih olacaktır.İleride kaçak sorunlarının ortaya çıkamaması adına tesisatları önemsenecek bir meseledir.Daha döşemelerin ilk dönemlerine döndüğümüzde pek çok sorun yaşanmıştır özellikle amatörce döşenen borular bulunulan bölgede su kaçaklarıyla beraber pek çok sorunu da beraberinde getirmiştir.Bir çok kişi ve bölge sakinleri bu durumdan oldukça rahatsız olduklarını ve şikayetlerini dile getirmişlerdir.Yapılan bu şikayetler doğrultusunda çok farklı yöntemler denenmiş robot ve kameralı teknolojiler kullanılmış ve köküne inilerek çözüm sağlanmıştır.Bu meslek kısaca binalarda su dengesinin sağlanmasından tutun kalorifer şebekelerine dağıtım sağlanmasını sağlar. Merkezden gelen kazanlar ile ısıtılıp pompalarla ile peteklere dağıtım yapılır. Ana hat boruları ile kazan dairesinin tavanından dağıtımı yapılır. Binanın her bağımsız bölümü ayrı kolon çekilir logar yeri bulmanın en çok dikkat etmesi gereken nokta bina inşaat projesine uymasıdır.

 

Devamını gör
Yalçın Tosun'a Has Bir Şiir Kitabıyla Geliyor..
  • 7.3.2018 11:47:26
  • 0 Yorum
  • 997

Öykü konusunda bir hayli yol katetmeyi becermiş başarılı yazar yine muhteşem öyküleriyle piyasada

İlk  kitabı Anne, Baba ve Diğer Ölümcül Şeyler (2009) ile Notre Dame de Sion Edebiyat Ödülü’nü, ikinci kitabı Peruk Gibi Hüzünlü (2011) ile Sait Faik Hikâye Armağanı’nı alan, Dokunma Dersleri’nin (2013) ardından yayımlanan son öykü kitabı Bir Nedene Sunuldum (2015) ile de Yunus Nadi Öykü Ödülü’ne layık görülen Yalçın Tosun’un, Kendini Tutan Su isimli ilk şiir kitabı SEL Yayınları hizmetiyle yayına sunularak okurseverleriyle buluştu.

İşte tanıtımdan belli bir kesit...

‘”Yalçın Tosun, sessiz ama sarsıcı bir üslup kullanarak zamana, belleğe ve aşka dair sözlerini bu defa şiir yoluyla fısıldıyor.

En uçucu hazlardan en dayanılmaz acılara, tüm birikimini dizelere yansıtarak bir ömürbeyanı’nda bulunuyor.

“ölüm bile eskiyor, bunu unutmayalım”’

Devamını gör
“Karanlıktaki Kadınlar” Yayında!
  • 7.3.2018 11:46:40
  • 0 Yorum
  • 1055

Birden çok yazarın hep birlikte kaleme almış olduğu ve merakla beklenen kitap  “Karanlıktaki Kadınlar” Bilgi Yayınevinin hizmetiyle yayına girdi.

İşte size tanıtımından bir kaç cümle
“Denge, bir sonraki dişil enerjinin yükselişine değin erk-baskısı altında ezilmeye mahkûm edilmişti. Zira cehennem dünyanın merkezinde yanmaya devam etmekteydi.”

Öykülerde kadınların genelde tekin olduğu söylenemez

Ama yakınarak, mağduriyeti yücelterek değil…
Kadınlığın hep bilinen ama bilmezden gelinen gücüyle…

Kız Kulesi’nde bulunan albino bebek, Maltepe’deki Bakireler Tapınağı, İstanbul’a gelen büyücü, Büyükada Rum Yetimhanesi’ndeki hayalet, Yerebatan Sarnıcı’ndaki Medusa, Üsküdar Toptaşı’nda Valide-i Atik Külliyesi’ndeki gebe kadınlar, Kadıköy’de Süreyya Operası’nda bir soprano, Caddebostan’ın gizemli geçmişindeki cadı bostanı, Ayasofya’nın dehlizlerinde Sofia’nın dönüşümü…İşte tüm bu tekinsiz yerlerde kadınların ayakta kalma ve rahatça gezmesi ne anlam ifade ediyor ki...Tüm bu kadınlar dokuz farklı öyküyü tek bir kitapta buluşturuyor.

İstanbul’un her biri farklı bir sır barındıran köşesinde,
kadınların rehberliğinde gizemli, heyecanlı, gerilimli bir yolculuk…

Kitabı yazmak için biraraya gelen edebiyetseverlerimiz...
Işın Beril Tetik, Aşkın Zengin Akkuş, Gülbike Berkkam, Orkide Ünsür, Zeynep Çolakoğlu, Seran Demiral, Özlem Ertan, Funda Özlem Şeran, Nurgül Çelebi Özmen

Devamını gör
Renk Şiirleri Ve Kattığı Anlamlar
  • 6.3.2018 18:32:05
  • 0 Yorum
  • 1065

Renklerin insanlara psikolojik etki ve izleriolduğu gibi edebiyatta da derin izler bıarakabilmiştir.

1. Kırmızı
Sıcak, ateş, kan, şehvet, aşk, samimiyet, güç, heyecan ve agresiflik gibi kavramları simgeler. Kan basıncını ve solunumu hızlandırabilir. Kırmızı, dikkat çekici bir renktir. Kırmızı renkteki kelimeler ve objeler insanların dikkatini hemen çeker. Dekorasyon ve dizayn yaparken kırmızıyı tercih edersek bu objeler hemen farkedilecektir. Kırmızı, duygusal yoğunluğu arttıran ve çoşturan bir renktir. Kırmızı kıyafetler insana özgür enerjik bir moda sokabilir.Özellikle sinirli olanlar uzak dursun bu renkten.

Kırmızı, hakimiyet kuran bir renktir. Kırmızı renk insanların zamanı unutmasına yol açar. İşte bu yüzden barlarda ve gece klüplerinde kırmızı renge ağırlık verilir. Kırmızı renk kan rengidir, asırlar boyu tehlikenin ve tahribatın simgesi olmuştur. Dur komutu bunla bağlantılı.
Kırmızı rengi tercih edenlerin kişilik analizlerinde, bu kişilerin güç ve iktidara düşkün oldukları görülür. Bu kişiler aktif, atılgan, girişken olup kazanmayı ve elde etmeyi sever. Belirleyici ve yönlendiricidir. Arzuludur, iştahlıdır, hırslıdır. Duygularını anlatırken tepkiseldir. Öne çıkma özelliği toplum tarafından fark edilir.

2. Mavi
Yalnızlığı, üzüntüyü, depresyonu, bilgeliği, güveni ve sadakati simgeler. Psikologların hasta görüşmelerinde mavi renkli giysiler asla giymemelidirler. Giyiminize yansıtırsanız karalı olduğunuz ortaya çıkacaktır. İş görüşmelerine giden kişilerin kostümlerinde mavi rengi tercih etmeleri işe kabul edilmelerini sağlayabilir. Dolayısıyla mavi en popüler renklerden biri olmasına rağmen yiyeceklerle ilgili konularda mavi kullandığında dikkatli olmak gerekir. Mavi yiyeceklerde de iştahınızı kapatacaktır o yüzden kesinlikle uzak durmalısız sağlığınız açısından.

Kilo problemi olanların evlerini maviye boyamaları, onların diyetine  yardımcı olabilir. Bu nedenle kilo problemi olanların, özellikle yemek odalarını ve mutfaklarını mavi renge boyatmaları gerekmektedir. Özellikle müşteri çekmek isteyen restoranlar kesinlikle bu renkten kaçmalılar.

Devamını gör
Dostluk Üzerine...
  • 6.3.2018 18:29:44
  • 0 Yorum
  • 1012

Dostluk üzerine bir çok yazarımızın yazmış olduğu farklı şiir türleri mevcut.Dostluğu o kadar güzel anlatmışlarki gelin hep birlikte inceleyelim.

1. Nazım Hikmet – Dostluk

Biz haber etmeden haberimizi alırsın,
yedi yıllık yoldan kuş kanadıyla gelirsin.
Gözümüzün dilinden anlar,
elimizin sırrını bilirsin.
Namuslu bir kitap gibi güler,
alnımızın terini silersin.
O gider, bu gider, şu gider,
Dostluk, sen yanı başımızda kalırsın
2. Cahit Sıtkı Tarancı – İmkansız Dostluk

Değil kardeşim, dal yeşil değil, gök mavi değil,
Bilsen! Ben hangi alemdeyim, sen hangi alemde!
Aklından geçer mi dersin aklımdan geçen şeyler?
Sanmam! Yıldız ve rüzgar payımız müsavi değil;
Sen kendi gecende gidersin, ben kendi gecemde;
Vazgeç kardeşim, ayrıdır bindiğimiz gemiler!

3. Cemal Süreya – Dostluk İçin Düzyazı

Erkekler arasındaki dostluklarda
Av anlaşması da var.
Kadınlar arasındaki dostluklar…
Siyah ve yer yer yıldız ışınlı
Bir kumaşın arkasında
Usulca dönen bir çiçek düşünürüm.

Devamını gör
Yazarlardan Evliliğe Dair Açıklamalar
  • 5.3.2018 14:53:29
  • 0 Yorum
  • 1054

Bir çok yazarımız evlilik konusunda değişik yaklaşımlarda bulunur sizin için bunlardan birkaçını derledik buyrun hep birlikte inceleyelim.Dünya edebiyatından farklı yazarlardan derlemelerle sözlerini önünüze seriyoruz.

1-Evlenmekten çekinmeyin. Karınız iyi çıkarsa mutlu, kötü çıkarsa filozof olursunuz. Sokrates

2-Evlilik kafese benzer, dışardaki kuşların içeri girmeye çabaladığını görürsünüz, içerdekilerin de dışarı çıkmaya çabaladığını. Michel de Montaigne

3-Mutlu evlilik yoktur, iyi evlilik vardır. François de La Rochefoucauld

4-Gözümde canlandırabileceğim ya da hayal edebileceğim en mutlu evlilik, sağır bir erkekle kör bir kadının evliliği olsa gerek. Samuel Taylor Coleridge

5-Evlilik, haklarınızı yarıya indirmek, görevlerinizi ikiye katlamak demektir. Arthur Schopenhauer

6-Sevgili bir şişe şaraba benzer, eş ise bir şarap şişesine. Charles Baudelaire

7-Erkek yorgun düştüğü için evlenir, kadın merak ettiği için. Ama ikisi de düş kırıklığına uğrar. Oscar Wilde

8-Nişanlılık döneminin çok uzamasından yana değilim. İnsanlara evlenmeden önce birbirlerinin karakterini keşfetme fırsatı veriyor ki, asla tavsiye edilecek bir şey değil. Oscar Wilde

9-Kadının işi mümkün olduğu kadar çabuk evlenmek, erkeğin işi ise mümkün olduğu kadar uzun süre evlenmemektir. George Bernard Shaw

Devamını gör
Duygularla Dans Eden Şiirler
  • 3.3.2018 09:29:50
  • 0 Yorum
  • 1032

Gerçekten çocukluğumdan bu yana severek beğenerek okuduğum Turgut Uyar, Cemal Süreya, Ahmed Arif başta olmak üzere Türk Edebiyatı’nın önemli şairlerimizden dizeleri sizlere sunmak istedik.Tamamen duygularımızı okşayan ve yarattıkları ahenklerle buluşarak kalbimize dokunan en kıymetli en kadim sanatçılarımızı bir araya getiridir.İşte size duygu yoğunluğu yaşatacak şiirler...Şiirle kalmanız dileğiyle sevgiler...
1. Bir Kırmızı Örtü, Turgut Uyar


Toni Schneiders, Almanya, 1951

şimdi çok değil ama karamsarım
bazı şeyleri yaşayamam
elim ellisinde bir adamın kalbini yokluyor
düzgün atışlı ağaçlı herkesle birlik
biliyorsun
sonra bütün bunların üstüne
bize yakışmayan bir bezginlik
ellerim gene de vazgeçilmez bir suda
benden ayrı yüzüyorlar dupduru
bir bozguna yukardan bakıyorum
kimseye yakışmayan bir bezginlik
beyaz bir örtü gibi üstümüzde
daha kötüsü
kırmızı bir örtü gibi

2. Onur Da Ağlar, Ahmed Arif

 
Toni Schneiders, isvicre, Zurih, 1961


Gözlerinin pınarında
Bir bulut,
Boşandı boşanacak
Nerdeyse.
Aklımdan geçenleri
Okuyorsun su gibi.
Dünya gördü
Bizi boğazladılar…

Tutma gözyaşlarını
Onur da ağlar…
Bırak yıkansın gökyüzü,
Lacivert, yeşil, altın
Işıkları günbatının.
İşte şafaktayız gene
Çırılçıplak
Ve mavi.
İşte sanki dağ yeli
Ve işte sanki meltem…

Kimse toz konduramaz
Kesip attığımız tırnağa bile.
Sen en güzel kızısın
Bütün galaksilerin
Bense tözüyüm artık
Akkor tözüyüm
Prometheus’u yakan
Kara sevdanın…

Ne alnımızda bir ayıp
Ne koltuk altında
Saklı haçımız
Biz bu halkı sevdik
Ve bu ülkeyi.
İşte bağışlanmaz
Korkunç suçumuz..

3. Leke, Gülten Akın

 
Toni Schneiders, 1950

 

öğrendik de körmüş, sanki yokmuş
ne yol ne bir geçip giden
ne kaydını tutan geçip gidenin
dediler ki
onları kilitle, anahtarı eski yerine bırak
oysa
utanılacak bir şeymiş, öyle diyor Camus
tak başına mutlu olmak
sesler ve öteki sesler, nerde dünyanın sesleri
leke dokuya işledi
susarak susarak

4. Mavi Randevu, Celal Sılay


Toni Schneiders, Norveç, 1959

Mavi bir elbiseyle gelmiştin, gökyüzü maviydi.
Getirdiğin rüzgârla ev kokuyordun..
Kolun koluma değiyordu, omzun omzuma..
Mendilin maviydi, gökyüzü maviydi..

Bin dokuzyüz kırk iki baharıydı
Bahçeli pencereler önünde geziyorduk,
Gözlerimiz buluşuyordu, ürperiyordum
Gökyüzü maviydi, mendilin maviydi

Sıcak nefesin yüzüme değiyordu
“Evlenebilir miyiz” diye sormuştum,
Yürüyüşün değişmiş, yüzün pembeleşmişti;
Mavi elbiseler içindeydin, gökyüzü maviydi.

Elini elime verdin, ayrılıyorduk,
Gözlerin gözlerimde, dudakların ıslak,
“Sık sık konuşalım” demiştin; gittin..
Mendilin maviydi, gökyüzü maviydi..

Devamını gör
Yolculuğu Resimleyen Şiirler
  • 2.3.2018 10:04:34
  • 0 Yorum
  • 1074

Yolculuğumuzda geçirdiğimiz en özel anları anlatan şiirleri inceleyelim mi?Tutkular,,özlermler,kederler,resmedilsin mi?

1. Savaş Bitti, İsmet Özel

 


Claude Monet (1840 – 1926), Train In The Snow, 1875

trende öğrenilen trende kalacak
indiklerinde üç türlü ölüm
boşaltmış olacak kompartımanları
trenli hayatların bir gereği bu
trenin bütün yolcularına ölüm
iltimas olsun diye
bir kalkış noktası hediye ederek
her birini tek tek
üç tarzda uğurluyor
durulan her istasyonda onları

2. Severmişim Meğer, Nazım Hikmet


Camille Pissarro (1830 – 1903), Lordship Lane Station, Dulwich, 1871

ama neden birdenbire keşfettim bu sevdaları Prag-Berlin treninde
yanında pencerenin
altıncı cıgaramı yaktığımdan mı
bir eski ölümdür benim için
Moskova’da kalan birilerini düşündüğümden mi geberesiye
saçları saman sarısı kirpikleri mavi
zifiri karanlıkta gidiyor tren
zifiri karanlığı severmişim meğer
kıvılcımlar uçuşuyor lokomotiften
kıvılcımları severmişim meğer
meğer ne çok şeyi severmişim de altmışında farkına vardım bunun
Prag-Berlin treninde yanında pencerenin yeryüzünü dönülmez bir
yolculuğa çıkmışım gibi seyrederek

19 Nisan 1962


3. İç Nefes, Haydar Ergülen


Edward Hopper (1882 – 1967), Compartment C Car, 1938

o bir çay istemişti, trenin içinde
biz tren yolcusuyduk, çölün içinde
ben yalnız kalmıştım, senin içinde
oysa kaç kişinin yerine sevmiştim seni!
aşkı geçtik, gözlerini açabilirsin
o bir dile sığınmıştı, sözü içinde
yolu yoluma çıkmıştı, çölü içinde
ben eski kalmıştım, senin içinde
oysa kaç çocuğun yerine övmüştüm seni!
düşü geçtik, kendine bakabilirsin
o bir bende kırılmıştı, hayli içimde
ıssız otağ kurulmuştu, canım içinde
oysa kaç bahçe yerine açmıştım seni!
kimi geçtik, kimseye sorabilirsin

 

Devamını gör
Reşat Nuri Güntekin (1889 – 1956), Yaprak Dökümü
  • 2.3.2018 09:59:56
  • 0 Yorum
  • 1109

Reşat Nuri Güntekin, roman ve öykülerinde Cumhuriyet’in ilk yıllarındaki radikal, köklü değişimlerin getirdiği koşullara ayak uydurmaya çalışan farklı insan tiplerini ele almaya çalışarak, adeta değişen toplumun portresini çizer. 

Yaprak Dökümü için Ahmet Hamdi Tanpınar, 24.1.1957 tarihli Cumhuriyet Gazetesi’nde yayınlanan Reşat Nuri ve Eserleri adlı  geçmiş döneme ait son dönemin en bilnen eseridir ve aile içi sorunları,sevgileri,ilşkileri en iyi şekilde yansıtma amacındadır.

Roman, küçük bir bürokrat olan baba Ali Rıza Bey’in pasif kişiliği ve katı ahlakçı tutumu nedeniyle, değişen sosyo-ekonomik koşullara ayak uyduramaması, aile içindeki hakimiyetini yitirmesi, ailesinin çöküşü ve dağılışı karşısında ne yapacağını bilemez çaresizliğini anlatır.

Geleneksel aile geleneklerine göre yetişen şevket  ailenin en büyük çocuğudur.Babasının yolunda ilerlerken onun gibi olmayı hedefleyen Şevket de yaşam karşısında edilgen bir hal sergilemektedir. Karısı ve kız kardeşlerinin kendisini sürüklediği uçurumu fark etmesine rağmen, bu itime karşı koyacak güce muktedir değildir. Bu yönü, babasının katı ahlakçı tutumunu sürdürüp çevresindeki olaylara tepki vermemesine benzer. O dönemde, genelde otoriter baba figürü yer alır roman ve öykülerde. Bu romanda bir babanın ailesini kötülüklere karşı korumaya çalışsada yenik düşeceği vurgulanmıştır. Anne Hayriye Hanım karşısında pasif kalan baba Ali Rıza Bey gibi, oğul Şevket de Ferhunde karşısında aynı tavrı sergileyecektir.Gelinin de hayatlarına girmesiyle artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacaktır.Baba pasif kaldıkça sonbaharda yaprak döken ağaçlar gibi aile tek tek dökülecektir. 

“Çocuklarının arasında en çok bana güveniyordun. Halbuki en büyük tekmeyi benden yedin, zavallı babacığım. İhtiyar günlerinde sana yardım etmeyi ne kadar isterdim. Yazık ki olmadı. Bir kere nasılsa ayağım kaydı; bir daha kendimi toparlayamadım. (…) İnanır mısın baba? Hiçbir şeyin farkında değil gibi göründüğüm halde her pisliği görüyordum. Kendi kendime ne lanetler ediyordum, bilemezsin…”

Devamını gör
Özdemir Asaf’ın İlk 3'e Girecek Muhteşem Şiirleri
  • 1.3.2018 16:02:09
  • 0 Yorum
  • 940

Sanatçımızın geniş coğrafyalara yayılabilmesinin  temel nedeni  yazdığı kısa şiirleriyle çok kısa bir zamanda ününün çok geniş kısımlarda boy göstermiş olmasıdır.

Özdemir Asaf, “Yaşadıklarımı şiirlerimde en yoğun yönleriyle, en kesin sandığım biçimlerde, en kısa olduğuna inandığım ölçülerle verdim, veriyorum, vereceğim.” demiştir. 

Kendisi birçok dalda ün kazanmış ve bir çok dalda ödül almıştır.Ayrıca bir çok meslek dalında boy göstermiş ve ayakta kalabilmeyi başarabilmiştir. Kensisi katikatürist,grafikerlik ve yazarlık yapmıştır.

 

1. Bir Bir
Kendisinin en sevdiğim şiirlerinden birisidir ve küçüklüğümden beri severek okurum.

 


Gürbüz Doğan Ekşioğlu – Aşk

Seni bende, beni sende arıyorlar,
Beni senden, seni benden tanıyorlar,
Bir birim gibiyiz tümünün gözünde,
Yarımlarımızı bütün sayıyorlar…

2. Yalnızlık Paylaşılmaz

İnsanı hayatın en can alıcı noktalarında biriktirmiş ve hayatın tam tutunamadığı bir safhasındayken en zayıf olduğu yerlerde yakalayabilmiştir.

 


Gürbüz Doğan Ekşioğlu – Uçurum

Yalnızlık, yaşamda bir an,
Hep yeniden başlayan..
Dışından anlaşılmaz.

Ya da kocaman bir yalan,
Kovdukça kovalayan..
Paylaşılmaz.

Bir düşün’de beni sana ayıran
Yalnızlık paylaşılmaz
Paylaşılsa yalnızlık olmaz

3. Evrensel Balad
İsmine bile hayran olduğum en mükemmel şiirlerinden birisidir.

Gürbüz Doğan Ekşioğlu – Deniz

Bir öykümüz olsa, duyan öyküsü sansa…
Öykümüz böylece dallanıp-budaklansa..
Bir seviden, bir övüden, o bizim öykümüzden
Giderek buluşan eller evreni sarsa..
Öykümüz de büyür büyüklüğümüzden;
Herkes sevisinde evreni kucaklarsa.

Devamını gör
Fazıl Hüsnü Dağlarca Şiirlerinden 3 Kısa Alıntı
  • 1.3.2018 15:57:15
  • 0 Yorum
  • 1016

Hayatının tamı tamına yetmiş yılını yazarlığa adamış ve yazarlık yapmakla kalmayarak türkçe dilini öyle güzel sergilemiştir ki okuyucuya adeta keyifli bir okuma yaratmıştır.

Türk Edebiyatı’nın en verimli dönemlerinden biri olan Cumhuriyet Dönemi Türk şiirinin en özgün temsilcilerinden biri olan, dilimize “Türkçem benim ses bayrağım” deyişini kazandıran Fazıl Hüsnü Dağlarca, dilin imkanlarını zorlayarak Türkçe’nin söz varlığını zenginleştirmek istemiştir. Bunu yeni kelimeler türeterek ve konuşma dilinin ağız özelliklerini ve halka ait kelimeleri kullanarak yapmıştır.

Kendine özgün kısa ve öz anlatımıyla şiirlerinde tamamen sıyrılarak kendi tarzını aratmayı başarmıştır.Sanat anlayışını şu cümlesi özetler: “Sanat eseri hem bir saat gibi içinde bulunduğumuz zamanı, hem de bir pusula gibi gidilmesi gereken yönü işaret etmelidir.”

1. Nereye?
“Kim ellerini alnımda gezdirirken o ten, ses ile,
Bana kalbin musikisini verecek, haberi olmadan.
Geceyi avuçlarımda siyah bir gül gibi duyuyorum,
Ve sen misin bilmiyorum bu gülü bırakan.
Nereye, ey göz yaşlarımın sıcaklığı,
Ki başka birisi yok beni duyan.
Rüyalar nereye gidiyor, anlamıyorum;
Ve sen nereye gidiyorsun, hatıralardan.”

2. Söyle Sevda İçinde Türkülerimizi
“Söyle sevda içinde türkümüzü,
Aç bembeyaz bir yelken
Neden herkes güzel olmaz,
Yaşamak bu kadar güzelken?

İnsan, dallarla, bulutlarla bir,
Ayrı maviliklerden geçmiştir
İnsan nasıl ölebilir,
Yaşamak bu kadar güzelken?”

3. Akdeniz Şiirleri
“Denizdir
Her akşam üstü
Bütün düşüncelerde
Gelip gider.
Seninle
Acısı
Uzunluğu
Aksi.
Ve gece yarısıdır bu masmavi şey,
Senin
Uzaklarda
Unuttuğun sessizlik.
Duymuştun
Bu türküyü
Çok eskiden de.
Bu türküyle anlarsın yelden
Yeşilden
Kadırgaların dibindeki sessiz yosunları.
Bu Akdeniz dalgalarında bu türküde sen
Varsın ışıl ışıl
Ve yoksun biraz.

İyice düşün bu bütün yaşamamızdır.”

Devamını gör